Cinayet Masası'nda buluşalım. Kayıt cihazı da getir. | Open Subtitles | وافيني إلى شعبة الجنايات وأحضري معك مسجّلة |
Sevgilimin evinde buluşalım. Kira paramı yine kaybettiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | وافيني عند صديقتي عليّ أن أخبرها أنني خسرت نقود الإيجار |
20 dakika sonra Federal binasında buluşalım. | Open Subtitles | وافيني بعد عشرون دقيقة في المبنى الفدرالي |
Vanessa'yla işin bittikten sonra çatı katında buluşuruz biraz havyar ve etli börek yeriz. | Open Subtitles | وافيني في المبنى حين تنتهين من فانيسا |
Tamam, 20 dakika sonra benimle ofiste buluş. | Open Subtitles | حسناً ، وافيني في المكتب بعد عشرون دقيقة |
Dinle, dostum. 20 dakika sonra acil kapısında buluşalım. | Open Subtitles | اسمع، وافيني في المستعجلات بظرف 20 دقيقة |
Biri algılayıcıyı tetikledi. Tekrar ofiste buluşalım. | Open Subtitles | أحدهم وقع في فخ المستشعر وافيني في المكتب |
İşini yeni bitirmişti. Yu'nun çay odasında buluşalım. | Open Subtitles | كان انتهى من عمله للتو - "وافيني في غرفة شاي "يو - |
Öğlen, Grand Coulee Barajı, 1 Ocak 1964. Orada buluşalım. | Open Subtitles | عند الظهر, سدّ (غراند كولي) في عيد رأس السنه 1964, وافيني إلى هناك |
Fena değildi. 20 dakika sonra Earth Cafe'de buluşalım. | Open Subtitles | ليست سيّئة. وافيني في مقهى (أورث) في غضون 20 دقيقة |
O zaman burada buluşalım. | Open Subtitles | حسناً، وافيني هنا عندئدٍ |
Onu eve bırak, sonra rıhtımda buluşalım. | Open Subtitles | أوصلها ثم وافيني عند الرصيف |
Bu gece Merlotte's'da buluşalım. Gelemem. | Open Subtitles | وافيني في (الميرلوت) الليلة - لا أستطيع - |
Otel barında buluşalım. | Open Subtitles | وافيني إلى حانة الفندق |
- Bones, hapishanede buluşalım. | Open Subtitles | - بونز) وافيني في الردهة) |
- Bones, hapishanede buluşalım. | Open Subtitles | - بونز) وافيني في الردهة) |
Aradım, orada buluşuruz. | Open Subtitles | اتصلت وافيني هناك |
- Benimle orada buluş. Saat 20:00'de. | Open Subtitles | وافيني هناك عند الثانية فلا تتأخرا |