Melbourne' da başı dertte olan bir arkadaşımız var. | Open Subtitles | أنصتِ، لدينا صديق في ملبورن واقع في مشكلة. |
Bir iş arkadaşımın başı dertte. | Open Subtitles | لدي صديق في العمل واقع في مشكلة |
Bir şeyler oluyor, başı dertte. | Open Subtitles | شيء ما حدث. إنه واقع في مشكلة. |
Kocanızın başı belada olsaydı, yardım istemek için kime giderdi? | Open Subtitles | اذا كان زوجك واقع في مشكلة, الى من يذهب ليطلب المساعدة؟ |
Sanırım başı belada Maymun. Ona yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | مانكي أعتقد أنه واقع في مشكلة يجب علينا مساعدته |
Ona adamın başının dertte olacağını söyledim, o tehlikedeydi, ve bak şimdi hastanede. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنه واقع في مشكلة وأنه في خطر وانظر الآن هو بالمشفى |
- başının dertte olabileceğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنّك ربّما واقع في مشكلة فحسب. |
Eğer değer verdiğin herkesin başı senin yüzünden beladaysa neden kendini denklemden çıkarmıyorsun? | Open Subtitles | إن كان كل من يهتم لأمرك واقع في مشكلة بسببك, فلم لا تُخرج نفسك من المعادلة؟ |
Neden. başı dertte mi? | Open Subtitles | ، هو ليس واقع في مشكلة صحيح؟ |
Thomas'ın başı dertte ve yardımımıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | (توماس) واقع في مشكلة وهو يُريد مساعدتنا |
Carl'ın okulda başı dertte ve ona yardım edemiyorum. | Open Subtitles | (كارل) واقع في مشكلة في المدرسة ولا أستطيع مساعدته |
Oliver Hughes'u kaçırsa da kaçırmasa da başı dertte. | Open Subtitles | أأخذ (اوليفر هيوز) أو لم يأخذه فهو واقع في مشكلة |
Max, Jerry birlikte olduğunuzu söyledi, şimdi ise başı dertte. | Open Subtitles | (ماكس) قال (جيري) - أن كلاكما كان سوية وهو واقع في مشكلة |
- Müdür yardımcısıdır. başı dertte mi? - Kendisiyle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | -هل هو واقع في مشكلة ما؟ |
başı belada olabilir ve bu benim suçum. | Open Subtitles | قد يكون واقع في مشكلة وأنها غلطتي |
başı belada mı? | Open Subtitles | هل هو واقع في مشكلة ما ؟ |
başı belada gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو انه واقع في مشكلة |
- Bayılmamın sebebi sanırım içten içe Joey'in başının dertte olduğunu bilmemdi. | Open Subtitles | أحسست أنه غاب عن الوعي بطريقة ما في قرارة نفسي، علمت أن (جوي) واقع في مشكلة |
- başının dertte olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم أنه واقع في مشكلة. |
Çünkü beni bir gece takip ettiniz Charlie adında bir oğlumun olduğunu ve başının dertte olduğunu artık biliyorsunuz. | Open Subtitles | ،لأنكّم قمتم بالتجسس عليّ لليلة واحدة (علمتم أنّ لدي إبن، يدعى (تشارلي وأنّه واقع في مشكلة |
Bekle, eğer Chuck'ın başı gerçekten beladaysa, ona yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | انتظري, إن كان (تشاك) واقع في مشكلة فعلاً, حينها نحتاج لأن نساعده |