Henry ve kutsal evlilik Paige katılmak, aile ve arkadaşlar varlığında. | Open Subtitles | للانضمام لهنري وبيج، في هذا الزواج المقدس في وجود الأسرة .والأصدقاء |
Ufak bir törenmiş. Aile ve arkadaşlar arasında. - Tamam, neyse. | Open Subtitles | ،كان حفلاً صغيراً للعائلة والأصدقاء فقط لا بأس أنا أتفهّم الأمر |
Evet dostlarım... | Open Subtitles | حسنا، والأصدقاء. |
Sayın dostlar, Zahmetlerinize teşekkürler. | Open Subtitles | السادة والأصدقاء ، أشكركم على هذا الجهد. |
Ben para ve arkadaş için burada değilim. Ben şifa dağıtıcıyım. | Open Subtitles | حسناً , أنا لستُ فيها من أجل المال والأصدقاء أنا المُعالج |
Diğer arkadaşlarım gibi başka şehirlerde olmak istiyorum | Open Subtitles | أشعر بالسوء لأنى جرحتك والأصدقاء الأخرون الذين أستخدمتهم في المدن الأخرى |
Öğrenciler, ailem ve arkadaşlar; hepsi bana materyalleri okudu. | TED | الطلاب والأسرة والأصدقاء قرؤوا لي المواد. |
Tüm çalışanlar, arkadaşlar ve aileler, moralimizi yüksek tutmamızı, hedeflerimizden ve çabalarımızdan asla vazgeçmememizi sağlayan insanlar. | TED | موظفو الدعم والأصدقاء والعائلة، الأشخاص الذين رفعوا معنوياتنا، ولم يدعونا نتخلى عن مساعينا الطموحة. |
Salon dışında diğer şeyler hakkında konuşuyorduk; okul, erkekler, aile, arkadaşlar, hobiler. | TED | أما خارج الصالة فقد تحدثنا عن كل شيء آخر: المدرسة والفتية والعائلات والأصدقاء والهوايات. |
Misafirlerimiz olan aileler ve arkadaşlar Deniz Dünyasını gezerken. | Open Subtitles | خلالها العائلة والأصدقاء سيحضروا عالمَ البحرِ كضيوفنا |
O andan itibaren her şey düşüşe geçti, iki yıllık ilişkim bitti sahil evini kaybettim, arkadaşlar aramayı kesti. | Open Subtitles | ومن لحظتها أصبح إنزلاق ثابت للمنحدر إنتهت علاقة عامين فقدت منزل الشاطئ , والأصدقاء توقفوا عن الإتصال |
Bu taraftan, dostlarım. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، والأصدقاء. |
Bu taraftan, dostlarım. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، والأصدقاء. |
Aile, dostlar, yerliler ve yabancılarla her şey paylaşılıyordu. | Open Subtitles | ليغفر لكم الرب أيها العائلات والأصدقاء والأجانب |
Robert, okul, iş ve arkadaş çevresi ile ilişkisini devam ettirmeye çabaladı. | TED | كافح روبرت ليبقى على تواصل مع الأشخاص من المدرسة والعمل والأصدقاء. |
- Geçen seferki teklifini değerlendirip işim, arkadaşlarım, duygularım, düşüncelerim hakkında konuşuruz dedim. | Open Subtitles | فكرت في أن أخذ عرضك المبكر للتحدث حول العمل والأصدقاء والمشاعر |
O öğretmenlik yapabilsin ve sigortamızı kaybetmeyelim diye bir grup kilise üyesi ve aile dostu bana bakıyordu. | Open Subtitles | مجموعةمنزملاءالكنيسة والأصدقاء إعتنوا بى حتى تتمكن من التدريس والحفاظ على التأمين الصحى |
Böylece aileleri ve dostları yarış boyunca yerlerini takip edebiliyor. | Open Subtitles | بحيث يمكن للعائلة والأصدقاء تتبعهم اينما ذهبوا طوال فترة السباق |
Önemli kişiyi oynar, hep çekleri toplayan, aileyi ve Arkadaşları borçtan kurtaran kişidir. | TED | فهم يلتقطون دائمًا الشيك، وينقذون العائلة والأصدقاء ماليًا. |
Neler yapmak zorunda olduğun, sahip olduğun arkadaşların, aşık olduğun erkekler. | Open Subtitles | ماذا تفعلين في حياتكِ، والأصدقاء الذين تعرفتِ عليهم والشبّان الذين عشقتهم |
Teyzelerinize haber verin... amcalarınıza,kuzenlerinize, arkadaşlarınıza... | Open Subtitles | أريد منكم جميعا ً ...أن تُخبروا كل عمَّاتهم وكل أعمامهم و أبناء العم ...والأصدقاء |
Evet, ailemiz ve arkadaşlarımız için gösteriler yapardık. | Open Subtitles | نعم، نحن استخدامها لتنفيذ للأسرة والأصدقاء. |
Gelin ve damattan, düğündekilerden ve aileden ve arkadaşlardan nikah töreni öncesi ve hemen sonrasında kan aldım. | TED | وأخذت عينات دم من العروس والعريس ومن جمهور العرس والعائلة والأصدقاء قبل وبعد مراسم الأكليل على الفور. |