Element analizine göre bol miktarda hidrojen, oksijen ve nitrojen var. | Open Subtitles | حسنا، استنادا إلى تحليل العناصر، وهناك وفرة من الهيدروجين والأكسجين والنيتروجين. |
4 farklı atomdan oluştuğunu biliyoruz, bunlar: hidrojen, karbon, oksijen ve azot. | TED | نعلم أنه مصنوع من أربعة أنواع مختلفة من الذرات، الهيدروجين والكربون والأكسجين والنيتروجين. |
Bu durumda hücreler oksijen ve besin tüketme talimatıyla aşırı yüklenirler. | TED | مما يعني أن الخلايا أُغرِقت بتعليمات لأستهلاك المواد المغذية والأكسجين. |
Muhtemelen az miktarda yakıt ve oksijenle bilinmeyen bir konumda olacaktınız ve geri dönemeyecektiniz. | Open Subtitles | الاحتمال الأكثر كان نقلكم لمكان غير معروف مع كمية محدودة من الوقود والأكسجين وعدم وجود طريقة للرجوع |
Hidrojen ve oksijeni çıkarıp tekrar birleştir. | Open Subtitles | استخرج الهيدروجين والأكسجين. واجعلهمامتحدان، |
Bu baş ağrıları, perikraniyel kasların hassaslığını artırarak kan ve oksijen basıncının acı vermesine sebep olur. | TED | يزيد هذا الصداع من ليونة عضلات الجمجمة، التي تنبض بعد ذلك بشكل مؤلم مع الدم والأكسجين. |
Yaşamı besleyen oksijen ve besinleri taşır ve iklimi yönlendirirler. | Open Subtitles | إنها تحمل الغذاء والأكسجين ،الذي يعيل الحياة والحرارة أيضاً التي تحرّك المناخ |
Ancak, ışınlama teknolojisinde sadece ufak bir değişiklikle bizim gerçekten yiyecek, su, oksijen, ve ihtiyacımız olacak her şeyi üretebileceğimiz bir madde dönüştürücümüz var. | Open Subtitles | لكن بتغيير طفيف لتقنية الانتقال بالشعاع، لدينا محوّل يسمح لنا بتصنيع الطعام والماء والأكسجين وأي شيء نحتاجه |
İlk başta, yeterli oksijen ve su vardı emin anlamına geldiğini. | Open Subtitles | في البداية، كان ذلك يعني الحرص على توفر الماء والأكسجين |
Bu nedenle dolaşım sistemi vücudun her bir köşesine oksijen ve besin aktarımını sağlamak için kan damarları yardımıyla besin dolaşımı problemini çözmektedir. | TED | إذًا الجهاز الدوري يحل مشكلة توصيل المواد الغذائية عبر الأوعية الدموية التي تمد كل ركن في أجسامنا بالمواد الغذائية والأكسجين. |
Hidrojen ve helyum, Büyük Patlama'nın ilk iki dakikasında ortaya çıkarken kanımızdaki demir, soluduğumuz oksijen ve bilgisayarlarımızdaki silikon gibi ağır elementlerin kökeni yıldızların hayat döngüsüne kadar uzanmakta. | TED | بينما تشكل عنصر الهيدروجين والهيليوم خلال أول دقيقتين من الانفجار العظيم فإن أصل العناصر الثقيلة، مثل عنصر الحديد في دمائكم، والأكسجين الذي نتنفسه، والسيليكون في حواسيبكم، يكمن في دورة حياة النجوم. |
Vücudumuzun yüzde doksan altısı yalnızca dört elementten oluşur: hidrojen, karbon, oksijen ve nitrojen. | TED | نسبة 96% من جسمنا تتكون من أربعة عناصر فقط: الهيدروجين، والكربون، والأكسجين والنيتروجين. |
Bu işin bir parçası olarak, hızlı karbondioksit, ve oksijen ve su sirkülasyonunu, bu bitki sistemi vasıtasıyla modellemeliyiz. | TED | وكجزء من هذا فانه علينا تصميم دورة سريعة للـCO2 والأكسجين والماء داخل نظام النباتات. |
Bir oksijen ve iki hidrojen olmak üzere elementelere bölünür. | Open Subtitles | _انه مفتوق الى اثنين من العناصر الهيدروجين والأكسجين. |
oksijen ve çay ile birlikte birilerini gönderiyoruz. | Open Subtitles | نحن نرسل لك أشخاص معهم الشاي والأكسجين |
Beyne giden oksijenle? | Open Subtitles | والأكسجين على دماغه ؟ |
Bu bir uluslararası hukukçu olan beni, görebileceğimiz yaratıklardan daha fazla korkuttu. Çünkü gerçekten de okyanusu, koruyabileceğimiz görüşünü yalanladığı, küresel okyanusu, bize karbon depolayan ısı deposuyla, oksijenle hizmet eden okyanusun en fazla %36'sını koruyabileceğimizi gösterdiği için. | TED | بالنسبة لي كمحامية دولية , هذا يخفيني أكثر من أي مخلوقات أو وحوش من المحتمل أن نراها , لأنها تناقض الفكرة القائلة بأنه بإمكاننا فعلاً حماية المحيط المحيط العالمي، الذي يزودنا بمخزون الكربون ومخزون الحرارة والأكسجين إن كنا نستطيع أن نحمي 36% فقط |
Bu ağlar beynin yüzeyinde başlar, ve sonra beyin dokusunun derinliklerine inerler ve de iyice yayılarak, besin ve oksijeni beyindeki her hücreye ulaştırırlar. | TED | تبدأ من سطح المخ، وتتعمق للأسفل داخل الأنسجة نفسها، وبهذا الانتشار، تقوم بإمداد كل خلية في المخ بالمواد الغذائية والأكسجين. |
Mike. Çantamı ve oksijeni getir. | Open Subtitles | مايك، أجلب لي الحقيبة والأكسجين أيضاً |
Karbondioksit artarken asit ve oksijen düşüyordu. | Open Subtitles | ثاني أكسيد الكربون يرتفع، والأكسجين وحموضة الدم في انخفاض. |
Yol boyunca ısı, besin ve oksijen kütlelerinin yerini değiştirir. | Open Subtitles | محركة كتلاً من الحرارة والطعام والأكسجين على طول الطريق |