"والإحترام" - Translation from Arabic to Turkish

• ve saygı
• ve saygıyla

Bu da aşkların en güçlüsüdür çünkü özünde iyilik, sabır ve saygı vardır.
وهذا أقوى أنواع الحب ،لأن أساسه يتكون من العطف ، الصبر ، والإحترام

bu isim ve saygı bize atalarımızdan verildi.
الاسم والإحترام الذي حصلنا علية من أجدادنا

Herkesten neden bu kadar sevgi ve saygı almak istediğini artık biliyorum.
الآن عرفت لم تتلقين الكثير من الحب والإحترام من الجميع،

Bana onur, görev ve saygı erdemlerini öğrettiler.
لقد عَلمُوني قيم الشرف، الواجب، والإحترام

Kıymetli kızıma da aynı onur ve saygıyla davranacağınıza inanıyorum.
أتوقع أن تعامل إبنتي الغالية بالشرف والإحترام

Demek arkadaşların, ya çok kolay etki altında kalıyor ya da Grayson ismi eskisi kadar korku, dehşet ve saygı uyandırmıyor.
هذا يعني بأنه سهلاً كثيراً التأثير عليهم أو إسم جريسون لم يعد لديه نفس الهيبه الرهبه والإحترام كانت كذلك مره

"Tecrit edilen gençler disiplin ve saygı gibi güzel erdemleri öğrenecek..."
حيث سيتعلم المراهقون المعاقبون تعلم الفضائل مثل الإنضباط والإحترام

Ve onlara sevgi ve saygı ile davranılmalı.
ويجب أن يُعاملوا بالحب والإحترام.

Kadınların eşit olması ve saygı duyulmasını.. ...sağlamak için.
هدف المساواة والإحترام لكل النساء

Sevgi ve saygı -- tüm film bunun üzerineydi.
الحب والإحترام -- تلك كانت كل القصة.

Sevgi ve saygı dışında kimseden almam gereken bir şey yok. Ve bu iki şeyi bana veremeyen hiç bir insanın hayatımda yeri yok."
ولا أحتاج إلى أيّ شيءٍ من أي شخص سوى الحب والإحترام ، وأي شخص ٍلا يستطيع أن يقدم لي هذان الأمران فلا مكانة له في حياتي."

Sadakat ve saygı göster.
إنهاعنالوفاء,القوة,والإحترام.

Dürüstlük ve saygı.
الأمانة والإحترام

Minnet ve saygı duyuyorum.
وأدين لكِ بالإمتنان والإحترام

Sana karşı içimde yalnızca derin bir sevgi ve saygı var.
أملك كل الحب والإحترام نحوك.

Ben barış ve saygı istiyorum.
أريد السلام والإحترام

Sana karşı sevgi ve saygı duyuyor.
هو لديه الحب والإحترام لك.

Korku ve saygı sağlamak için.
ينشر الفزع... والإحترام

Şiddeti güç ve saygıyla bir tutuyorlar.
العنف يمثل لهم القوة والإحترام