Hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve intikam devrim sonrası ikonlar haline geldi. | TED | التعصب والإقصاء والإنتقام أصبحوا رموز ما بعد الثورة |
İnsanlığa güvenmek istemiyorsunuz, çünkü eğer güvenirseniz, nefret ve intikam üzerine kurduğunuz bir düşünce sürekli kendinize söylediğiniz bir yalan nedeniyle, yıkılıp gidecek. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل الإيمان فى البشرية لأنك لو فعلت ذلك , كل هذا كل أعمالك التى بنيتها على الكراهية والإنتقام |
Vandalizm,gizlenme, politik ifade... işe yaramak ve intikam. | Open Subtitles | هناك تخريب ، وإخفاء الجريمة .. ودافع سياسي الربح والإنتقام |
Para, hırs ve intikam. Bu yönde düşünmeye çalış. | Open Subtitles | المال ، العاطفة ، والإنتقام حاولي أن تفكري |
Şiddete yatkınlık ve intikam duygusu genetik olarak aktarılmaz. | Open Subtitles | لا يهم, العنف والإنتقام لا ينتقل بالوراثة |
- Korku, kin, kıskançlık ve intikam duygularım azınca. | Open Subtitles | فقد عندما يستعدي ذلك الخوف، الحقد، الغيرة، والإنتقام |
Bu olaydaki motivasyonunun hırs ve intikam olduğunu sanıyordum ama şimdi biliyorum ki sadece anneni kurtarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أعتقدت بأن دوافعك هي الطموح والإنتقام ولكني بت أعرف الآن بأنك تود إنقاذ والدتك. |
Bak şimdi. Nefret ve intikam duygusu bizi bir yere götürmez. | Open Subtitles | إسمع لن تحل أي شيء بالكراهية والإنتقام |
Adalet ve intikam aynı şey değildir. | Open Subtitles | العدالة والإنتقام ليسا نفس الشيء |
Geri dönüşüm ve intikam. Tüh! | Open Subtitles | إعادة التدوير والإنتقام '' |
Aşk, kırık kalp ve intikam üzerine bir albüm. | Open Subtitles | -إنّه عن الحب، الحسرة، والإنتقام . |