Çekirdek zarı parçalanıyor. Şu sosis şekilli şeyler kromozomlar, onlara odaklanacağız. | TED | يتم قسم غشاء الخلية والاشياء التي تشبه النقانق هي الكروموسومات .. سوف نركز عليهم |
Çalışırken beni ilgilendiren şeyler görsel yapı, sürpriz ve düşünerek bir sonuca varmayı gerektirmektir. | TED | الاشياء المثيرة لاهتمامي عندما اعمل هو البناء البصري المفاجأة والاشياء التي تجعلك تستنبط الافكار |
Gördüğün şeyler ve karabasanların üstesinden gelmemi sağladı. | Open Subtitles | ساعدني في التعامل مع الكوابيس والاشياء التي اراها |
Zamana bu kadar takılı kalma yoksa beklenmeyen şeyler gerçekleşebilir | Open Subtitles | لاتتعلق بالوقت والاشياء التي تخطط لها ان تحدث |
Bilmiyorum, böyle şeyler senin hayatında var dostum, bana göre değil. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، والاشياء التي حصلت على الذهاب في حياتك، رجل، هذا ليس بالنسبة لي. |
Sonra "Lost" ve diğer yaptığımız şeyler hakkında düşünmeye başladım, ve farkettim ki, Aman Tanrım! Yaptığım her işte gizemli kutular var! | TED | وبدأت أفكر في " 'مسلسل لوست،' والاشياء التي نقوم بها ، وأنا أدرك ، يا إلهي ، يبدو أن صناديق الغموض في كل عمل أقوم به! |
Alışıldık şeyler...saçlarımızı öreriz, telefonla konuşuruz, haftasonu şeyleri işte. | Open Subtitles | الاشياء المعتادة - جديلة الشعر لدينا، المكالمات كرنك، والاشياء التي عطلة نهاية الأسبوع. |
Hoşlandığım şeyler! | Open Subtitles | والاشياء التي به |