Bu bilgi sonra tahmin ve kontrol algoritmaları çalıştıran bir başka dizüstü bilgisayara gönderilir. Bu bilgisayar da tahmin ve kontrol algoritmaları çalıştıran kuada talimatlar gönderir. | TED | ثم يتم إرسال هذه البيانات إلى حاسوب محمول آخر يستخدم خوارزميات التقدير والتحكم، والتي بدورها ترسل الأوامر إلى الرباعية، والتي تقوم كذلك بتشغيل خوارزميات التقدير والتحكم. |
Yapmaya çalıştığım şey yunuslara seçme ve kontrol imkanı sunmaktı. | TED | أردت أن أقدم للدلافين إمكانية الاختيار والتحكم. |
Öğrendiğim ilk şey: Anlatıyı değiştir ve kontrol et. | TED | فالدرس الأول هو : قم بالتغيير والتحكم في القصة. |
Afrika'nın Aydınlanmış Avrupa ile ilişkilerinde olduğu gibi, işin içinde el koyma, aşağılama ve kıtanın kontrolü vardı. | TED | ومثل علاقات أفريقيا مع عصر التنوير في أوروبا، فقد شمل الاستيلاء والتشكيك والازدراء والتحكم بالقارة. |
JH: Geleneksel bir yöntemle , ellerinle , yarattığın bu hareket ve kontrolün doğal kuvvetleri ortaya çıkarması fikrine bayıldım. İşte , işin güzel kısmı da bu. | TED | جي اتش: حسنا ، أنا أحب فكرة أنه في مكان ما داخل هذه الفكرة الحركة الدقيقة والتحكم مع المهارات التقليدية أن يكون لديك مع يدك ، نوع من القوة الاساسية تم اكتشافها، وهذا هو الجمال هنا. |
Onların planı, gelecekteki savaşı kazanmak için bugünün sistemini bozup kontrolü ellerine almaktı. | Open Subtitles | إن خطتهم هي إفساد الحاضر والتحكم به، من أجل الفوز بالمستقبل. |
Özellikle böyle bir şekilde. Fakat, ayrıca onun dediğine göre bazı zamanlar kişi disipline girmeli ve kendini kontrol etmeli. | Open Subtitles | لكنه قال أيضا بأن هناك أوقات للأنضباط والتحكم فى النفس. |
Peki ya bunları hissetme ve kontrol etme yetimiz? | TED | ولكن ماذا عن قدرتنا على الإدراك والتحكم في هذه الأشياء؟ |
Bu süreçte kalp, mecaz ve anlam yüklü neredeyse doğaüstü bir nesneden manipüle ve kontrol edilen bir makineye dönüştü. | TED | وخلال العملية، تحول القلب من شيء شبه خارق تقريباً مشرباً بالمجاز والمعاني إلى آلة يمكن التلاعب والتحكم فيها. |
Bu cihaz astronotlardan gelen girdileri kullanarak uzay aracını yönlendirmek, gezinmek ve kontrol etmekten sorumlu olacaktı. | TED | باستخدام البيانات المُدخلة من قبل رواد الفضاء، فإن هذا الجهاز يعتبر مسؤولاً عن توجيه وإرشاد والتحكم بالمركبة الفضائية. |
Hava-1 ve kontrol, onu gördük. 16.kata atladı. | Open Subtitles | أيروان والتحكم لقد حصلنا عليه فى الطابق الـ16 |
Bu onun güç, manipülasyon ve kontrol ihtiyacına tamamıyla aykırı. | Open Subtitles | هذا يتناقض تماما مع حاجته للتلاعب بقوة والتحكم |
Komuta ve kontrol yetenekleri, saldırılardan önce sahip olduklarımıza denk. | Open Subtitles | قدرات القيادة والتحكم التي تعادل مثل ما كان لدينا قبل الهجمات |
Geleceği yönetmek için bugünü bozmak ve kontrol etmek. | Open Subtitles | هي إفساد الحاضر والتحكم به، لأجل الفوز بالمستقبل. |
Kas kontrolü çok ama çok önemli biliyorsunuz hepimizin refleksleri vardır. | TED | والتحكم بالعضلات هو امرٌ مهم جداً ايضاً اذ يتم السيطرة على الارتدادات العضلية |
Belki de sadist bir sapıktır, belki de acı yayarak güç ve kontrolü elde ediyordur fakat neden eller? | Open Subtitles | ربما مُطاردة سيادية تستمد القوة والتحكم من آلم الآخرين. ولكن لماذا يديه؟ |
Merkezi Trafik Kontrol'ün ray izleme sistemini kullanarak treni takip ediyordum ama... sinyal birden kesildi. | Open Subtitles | لقد كُنت أتعقب القطار مُستخدما نظام مُراقبة والتحكم بالسكك الحديدية لكن اختفت الإشارة للتو |
- Muhakeme ve kendini kontrol edebilme yetilerinin bulunduğu yer. | Open Subtitles | المنطق والتحكم بالنفس. |