yemek pişirmek, temizlik ve yıkanmak için gereken tüm su dışardan kovalarla taslarla içeri taşınmak zorundaydı. | TED | جميع المياه للطبخ, والتنظيف والاستحمام كانت يجب أن تحمل إلى الداخل في الدلاء من الخارج. |
Sekiz kardeşin ilki bendim ve çocukluğumu annemin yemek, temizlik, çiftlik işleri yapmasına ve kardeşlerime bakmasına yardım ederek geçirdim. | TED | كنت الطفلة الأكبر ضمن ثمانية أطفال، وقضيت طفولتي وأنا أساعد أمي في الطهي والتنظيف والزراعة والاهتمام بإخوتي. |
Hobileri arasında, iki kötü kızkardeşi için yemek pişirmek ve temizlik geliyor. | Open Subtitles | هواياتها تشمل الطهي والتنظيف المستمر لشقيقتيها الطاغيتين |
Her sabah Sara uyanıp... kalenin temizliği ve yemeğini yapmaya koyulurmuş. | Open Subtitles | كل صباح ، تستيقظ سارة الصغيرة وتبدأ في الطبخ والتنظيف والإهتمام بالقلعة بالكامل |
Katilleri bulmak ve tutuklamak ile dolabımı temizlemek söz konusu olunca birincisini yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | بين البحث، والإعتِقال وإدانةالقتلةَ والتنظيف أصدرت قراراً في السابق |
Hobileri yemek pişirmek ve iki kötü kızkardeşi için temizlik yapmak. | Open Subtitles | هواياتها تتضمن الطبخ والتنظيف لأختيها الشريرتين |
Evergreen Güvenlik, Park ve temizlik Hizmetleri. | Open Subtitles | خدمات إيفرجرين المتخصصة في الأمن والمواقف والتنظيف |
çok gelenekçidirler, hatta bir kadının hayatını kocasına servis yapmakla, ona yemek pişirmekle, temizlik yapmakla, ve ağzıyla tatmin etmekle geçirmesi gerektiğine inanırlar. | Open Subtitles | لانهم تقليديين ويؤمنون أن حياة المرائة يجب أن تقضيها بخدمة زوجها وبالطبخ والتنظيف وأن تستمتع بفمها |
yemek, temizlik yapabilir, koyunları ve inekleri besler, bahçeyle ilgilenebilirim. | Open Subtitles | يمكنني الطبخ قليلاً والتنظيف جلب المياه وأن أرعى الأبقار والخراف وأيضاَ الخياطة |
Beraber yemek ve temizlik yaparız. Sanat müzesine gideriz. | Open Subtitles | نستطيع الآن الطبخ سويا والتنظيف كما سنذهب لبعض المعارض الفنية سويا |
Sadece alışveriş ve temizlik yaparak yardım edebiliyorum. | Open Subtitles | التقطيع والتنظيف هو كل ماأستطيع فعله للمساعده |
- Evet. Tüm yaptığım sizin için yemek yapmak ve temizlik yapmaktı. | Open Subtitles | كل ما كنت افعله من قبل هو الطبخ والتنظيف فى منزلكم |
Mesela tehlikeli atıklar için ve temizlik için kullanışlı olabileceklerini itiraf edelim. | Open Subtitles | والإعتراف بأنهم مفيدون للأعمال الخطرة والتنظيف على سبيل المثال |
Her sabah Sara uyanıp... kalenin temizliği ve yemeğini yapmaya koyulurmuş. | Open Subtitles | كل صباح ، سارة الصغيرة تستيقظ وتبدأ في الطبخ والتنظيف ، والإهتمام بالقلعة بالكامل |
Yoksa, bizim aileler kız doğduktan sonra yemek pişirmeyi ve temizliği öğretir ev işlerini yaptırır 14 yaşına geldiğinde de kızı evlendirirler. | Open Subtitles | ،وإلا كان مصيركما الطبيعي ،وبلحظة الولادة علّماها الطهي والتنظيف فلتقوم بكل أعمال المنزل |
Garajı süpür, temizliği yap, olukları temizle... rafı tamir et. | Open Subtitles | كنس المرأب ، والتنظيف ، وتنظيف البالوعات... إصلاح الرّف |
Haydi ama, onu yemek pişirmek, temizlemek, yıkamak için kullanırım. | Open Subtitles | أستعملها للطبخ والتنظيف والغسيل |
Onları temizlemek de bir kâbus gibi. | Open Subtitles | والتنظيف بعدها كابوس حقيقي |
Günümüzde kadınlar erkeklere kıyasla ev işi yapmada daha aktifler, yemek yapma ve temizlikte. | TED | حاليًا المعتقد السائد هو أن النساء تقمن بأعمال البيت أكثر من الرجال، الطبخ والتنظيف. |