Yani biraz dudak cilası sürüp kısa etek giyen her kız, tecavüze uğramak ve dayak yemek mi istiyor? | Open Subtitles | بايتون اذاً أنتي بهذا تقولين ذلك لكل فتاة تلبس الملابس الخفيفة والتنورة القصيرة وتضع بعض الحمره |
Fildişi rengi, geniş yakalı, saten tülden yelek ve inciçiçeği ile süslenmiş, biçilmiş bir etek. | Open Subtitles | إنها رايات الساتان العاجي مع النير المتسع والتنورة الصغيرة المثلثة المزينة بزينة الوادي |
- 15 yıl sonra saçında bant, plili etek ve sarı labrador! | Open Subtitles | -بعمر الـ 15 سنة الشعر الهائش، والتنورة الملفوفه |
Eskiden gayda çalardım. Ama bacaklarım İskoç eteği giymek için çok ince. | Open Subtitles | لقد تعلمت اللعب بالمزمار والتنورة القصيره منذ زمن |
Uzun zamandır 3 boyutlu basım iş ortağım olan Stratasys ile hücreleri arasında boşluk olmayan bu pelerin ve eteği bastık. Benzer başka örnekler de göstereceğim. | TED | بالتعاون مع زملائي القدماء في الطباعة ثلاثية الأبعاد في ستراتسس، قمنا بطباعة الكاب والتنورة مع عدم وجود طبقات بين الخلايا، وسأريكم أشياء أكثر كهذه. |
Ancak, gömlek çok şeffaf, ve etek çok sıkı. | Open Subtitles | مع ذلك , القميص شفاف والتنورة ضيقة |
Şapka ve hafif bir etek. Bisiklet de sürüyor. | Open Subtitles | مرتدية القبعة والتنورة الانسيابية إنها تركب دراجةً أيضاً- |
Ben, sen... ve zavallı etek. | Open Subtitles | أنا وأنت والتنورة المسكينة |
Bu ve etek benim fikrimdi. | Open Subtitles | التي والتنورة كَانتْ فكرتَي. |
Cidden bu etek mi? | Open Subtitles | والتنورة... حقاً؟ |
Ekrana üflüyorsun, üfledikçe Marilyn'in eteği uçuşuyor. | Open Subtitles | تنفخ عليه، والتنورة ترتفع. |