Onu öldürüp işimizi bitirmeliyiz, ve yabancılarla bir daha iş yapmayalım. | Open Subtitles | علينا فقط قتله والأنتهاء من الأمر والتوقف عن العمل مع الغرباء |
Bu, kuruluşların bir araya gelerek yiyecekleri kutladığı ve yiyeceklerle yapılacak en iyi şeyin onları yemek olduğunu ve ziyan etmeyi bırakmak gerektiğini göstermesidir. | TED | إنها وسيلة للمنظمات من أجل أن تجتمع معاً لتقدّر الطعام، لتقول أن أفضل ما يمكن فعله بالطعام هو تناوله والاستمتاع به، والتوقف عن تبديده. |
İki yıl boyunca aramızı düzeltmeye çalıştık, sonra beş yıl boyunca... ve aralıklı olarak 10 yıl. | TED | حاولنا لمدة عامين أن نعيد ترتيب أمورنا، ثم لمدة خمس سنوات ولعشرة سنوات ما بين الاستمرار والتوقف. |
Eve giderken yolda biraz zaman geçirirdik ve dilediğimiz yerde durabilirdik. | Open Subtitles | نَقود إلى البيت، يمكننا أن نستغرق وقتنا على الطريق والتوقف في أي مكان نرجوه |
Büyük, kudretli bir el buraya gelecek, bizi alıp uzaklara götürecek ve bizi ağzına kadar viskiyle kadınlarla dolu bir yerin tam ortasına bırakacak. | Open Subtitles | ..مساعدة كبيرة ستصل الى هنا , لأخذنا بعيداً والتوقف بنا في مكان ما.. الى مكان وسط مع جميع النساء والويسكي |
Daha kısık sesle konuşmaya çalışacağım ve bağırmayacağım. | Open Subtitles | وسأحاول التخفيف من لهجته و، اه، والتوقف عن الصراخ. |
Başka bir motivasyonunuz yoksa bir striptiz kulübünde piyano çalın ve vaktimi daha fazla harcamayın. | Open Subtitles | أن مهمة اللعب في قطاع مشترك والتوقف عن إضاعة وقتي. |
Dinle beni. Tüm ihtiyacın olan, iyi bir yemek, bir fincan çay ve konuşmayı kesmek... | Open Subtitles | كل ماتحتاجه وجبة جيدة , وكوب شاي والتوقف عن الكلام و.. |
Ama bana güvenmen ve beni koruman gereken bir şey olarak düşünmeyi bırakman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن عليك الوثوق بي والتوقف عن اعتباري كشيء وجب حمايته |
ve yakından bakarsan şimdi bile yaklaşmaya korktuklarını görebilirsin. | Open Subtitles | واذا نظرتم بعناية فائقة لا شيئ يجبر على الخوف والتوقف |
Büyürsün ve sadece babanı suçlarsın | Open Subtitles | حان الوقت للنضوج والتوقف عن القاء اللوم عليه |
Ben Yorgunum ve sonraki durağım ev. Ev ? | Open Subtitles | أنا متعب , والتوقف عن وجهتي المقبلة هو المنزل. |
Bir noktada geçmişi boşvermek, ardına bakmamak ve geleceğe kucak açmak gerekir. | Open Subtitles | في مرحلة ما، عليك أن تترك الماضي والتوقف عن النظر وراء وتقبل ما يأتي بعد ذلك |
İstersen bana deli de ama bu döngüyü kırmanın tek yolu korkunu serbest bırakmak ve artık oyunu oynamamak. | Open Subtitles | ادعيني بالمجنون لكنّي أعتقد أن السبيل الوحيد لكسر هذه الحلقة هو التخلّص من الخوف والتوقف عن اللعب |
Ama biz burada olduğumuz sürece yaptığımızdan ve olduğumuz kişilerden vazgeçemeyiz. | Open Subtitles | ولكن طالما نحن موجودون لايسعنا التوقف عن فعل ما نفعله والتوقف عن نكون أنفسنا |
Eğer bir gün gideceğimi ve seni sevmekten vazgeçeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. | Open Subtitles | أسمعي أذا ظننت أنه في يوم ما أني سأقوم بالأختفاء والتوقف عن حبك, |
Yani lafı mutluluk haplarını almama ve mızmızlanmayı kesmeme mi getiriyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذا هو الجزء الذي تخبريني فيه أن آخذ الحبوب السعيده والتوقف عن التنمر؟ |
Bazen önüne bakman ve her zaman bozuk olan şeyleri düzeltmeye çalışmayı bırakman gerek. | Open Subtitles | أحيانًا يتعيَّن المضيُّ قدمًا والتوقف عن محاولة إصلاح زجاجًا كسيرًا. |
Tedibirini kadırmalarını ve 24 saat seni izlememelerini iste. | Open Subtitles | أطلبي منهم رفع التأمين عليكِ والتوقف عن مُراقبتك طوال ساعات اليوم |
Çünkü düşündüm de, eğer ben gaysem ve uygarlığı yok edecek bir şey yapıyorsam, ne olduğunu bulmam ve o şeyi yapmayı derhal bırakmam gerekiyordu. | TED | لأنني بدأت بالتفكير ، إذا كنتُ مثليّاً فإنني أفعلُ شيئاً ما سيدمر الحضارة ، فلابد أن أعرف ماهو ذلك الشيء والتوقف عن فعله حالاً. |