Bu kitapta okudum, Cadıların cennet ve cehennem Rehberi'nde. | Open Subtitles | لقد كنت أقرأ هذا الكتاب الساحرات يوجهن إلى السماء والجحيم |
Hissedebildiğim kadarıyla cennet ve cehennem Krallıkları taraflarını oluşturuyor. | Open Subtitles | هذا ما أشعر به وكأن مملكتي الجنة والجحيم يستعدان لمعركة |
Bazen cennet ve cehennem menfaatleri, o kadar çok değişik şeyler değildir,Allison. | Open Subtitles | أحيانا مصالح الجنة والجحيم ليست مختلفة جدا، أليسون |
Bu, cennetle cehenneme bağlı Poteau-Mitan'a benziyor. | Open Subtitles | ليس هناك فرق بين هذا وبين لحظات التأمل الربط بين الجنة والجحيم |
Sen sorduğundan itibaren artık Tanrı'yı ve yaratmış olduğu cennet ve cehennemi görüyorum. | Open Subtitles | أحلم بالله وبالجنة ، والجحيم ، والتوبة طالما إنك سألت |
Cehennemle cennet arasındaki savaş bizim vereceğimiz kararlara bağlı. | Open Subtitles | الحرب بين السماء والجحيم يعتمد على اختياراتك |
"cennet ve cehennemin güçleriyle bu yoldan şaşan kadını bize çek kirli arzularından çekip kopar ki alevler içinde yok olsun" | Open Subtitles | يا قدرات النعيم والجحيم ارسمي لنا فشل هذه المرأة الذريع و انتَزعي رغبتها الشنيعة التي قد تَفنِيها كالحشرة في النار |
O zaman bu cennet, Dünya ve cehennem arasında olduğuna inanılan mesafeye işaret ediyor. | Open Subtitles | إذاً، هذه العلامات ما يخالون إنها المسافة بين النعيم والأرض والجحيم. |
Ne o gerçek ne de cehennem, imzalarım gider. | Open Subtitles | انه ليس حقيقياً والجحيم أيضاً ليس كذلك لذا، لم لا؟ |
Babam, pek muhterem papaz Lewis, "Araf" diye bir yer olmadığını, kayıp ruhlar için cennetle cehennem arasında bir yer olmadığını söylüyordu. | Open Subtitles | والدي , الكاهن الطيب لويس قال انه لا يوجد هناك عذاب في النار لا مكان للأرواح التائهة بين الفردوس والجحيم |
Cehennemin kapısını çalmışız ve şimdi cehennem de bizimkini çalıyor. | Open Subtitles | وطرقنا على باب الجحيم، والجحيم يرد الطرق لنا. |
cennet, cehennem ve Dünya'nın bir araya geldiği türden, tuhaf bir bağlantı noktası. | Open Subtitles | إنه عبارة عن رابطة غريبة إنه عبارة عن نقطة حيث يجتمع فيها كل من الجنة والأرض والجحيم مع بعضهم البعض |
Benim için cennet, laktoza duyarlı olanlar için cehennem. | Open Subtitles | الجنة بالنسبة لي، والجحيم لمن لا يهضمون اللاكتوز |
Gaspçı kralın çarpıcı cennet ve cehennem düşüncelerinden prensin fanilik üzerine kendi laflama meditasyonuna kadar Shakespeare, melankolik monologları nefes kesecek kadar etkili kullanıyor. | TED | فمن تأملات الملك الغاصب الملتهبة عن الجنة والجحيم إلى هدير تفكّر هاملت بحتمية الموت يستخدم شكسبير مونولوجات سوداوية فاتنة |
Hem cennet hem cehennem öcünü al derken... | Open Subtitles | ينتظر إنتقامي من السماء والجحيم |
Her gün cennetle cehenneme gidip gidip geldim. | Open Subtitles | أذهب للجنة والجحيم ذهاباً و إياباً كل يوم. |
Eger seni geri aramiyorsa, cani cehenneme. | Open Subtitles | إذا كان لا ندعو لكم مرة أخرى، والجحيم معه. |
Evlilik öyle bir kapıdır ki hem cennete, hem de cehenneme açılır. | Open Subtitles | .. الزواجُ باب يفتح عليك النعيم والجحيم كليهما |
Kutsal ayı insanlarla yüzleşerek kutluyor, İblis ve cehennemi inkâr ediyorlar. | Open Subtitles | يحتفلون بالقداس أمام الناس وينكرون الشيطان والجحيم |
- Hepsini kapatacağız, cenneti ve cehennemi. | Open Subtitles | اختبارات ماذا؟ - سوف نغلق كل الأبواب - أبواب السماوات والجحيم وكل شيء |
Cehennemle cennet arasında kısa bir mesafe var. | Open Subtitles | توجد مسافه صغيره بين الجنه والجحيم |
Ama bu dünya cennet ve cehennemin sonsuz savaşının ortasında kalmış. | Open Subtitles | لكن هذه الأرض عالقة في حرب أبدية بين النعيم والجحيم. |