"والجهد" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve çaba
        
    • ve enerji
        
    • enerji ve
        
    • ve emek
        
    • zaman ve
        
    • için harcadığım
        
    Sadece bir saniye düşünün. IŞİD mesajının iletimini sağlamak için işitme engelliler için bile zaman ve çaba sarf ediyor. TED فكروا بذلك للحظة: بذلت داعش الوقت والجهد للتأكد أن رسالتها تصل إلى الصُم وضعيفي السمع.
    Devamlılık her şey demek değil. Ayrıca düzgün tavır ve çaba lazım. Open Subtitles الحضور ليس كل شئ هناك السلوك والجهد أيضاً
    Ve birçok yönden aslında, yararsızdan da beterler çünkü onları sadece hayatta tutmak için o kadar fazla zaman ve enerji harcamamız gerekiyor ki. TED بل وفي نواحٍ أخرى عديدة هم في الحقيقة أسوأ من ذلك، حيث نحتاج إلى تكريس الكثير من الوقت والجهد فقط لإبقائهم على قيد الحياة.
    Sana izin verip bu işleri batırman için... çok fazla zaman ve enerji sarf ettim! Open Subtitles لقد ضيعت عليك الكثير من الوقت والجهد لأدعك تذهب وتفسد الأمور
    Sözcükler tıkış tıkıştı sırlarını çözmek için çok fazla enerji ve konsantrasyon gerekiyordu. Open Subtitles وقد دفعت العبارة معا والجهد الهائل المطلوب وتركيز أن تسفر عن هذه السرية.
    Bak. bunlardan biriyle uğraşmak ne kadar enerji ve zaman gerektiriyor biliyorsun. Open Subtitles انظر , انت تعلم كممقدار الوقت والجهد الذي نبذله في مثل هذه القضايا
    Bu ilacın geliştirilmesine ne kadar zaman ve emek harcadığımı anlamalısın. Open Subtitles يجب أن تفهم قدر الوقت والجهد الذين بذلتُهما لصنع هذا الدواء
    Size yardımcı olup olmadığımı ve istediğiniz şeyi elde etmenizi sağlayıp sağlamadığımı bilmiyorsam mektup yazmak için harcadığım zaman ve emek hakkında nasıl hissederim? TED الآن، كيف لي أن أشعر حيال الوقت والجهد الذي أخذته لفعل ذلك، بينما ليس لدي فكرة إن كنت قد ساعدتك، إن ساعدتك في دخول الشيء الذي تريده؟
    Böylece tüm bu zaman, para ve çaba, bok yoluna gitti. Open Subtitles لذلك كل هذا الوقت والمال والجهد فقط ذهبت بدون رجعة
    Kariyeri boyunca, her yıl o günün, kiraz ağacı gününün, yıldönümünü kutladı. İlhamını ve tutkusunu taze tutabilmek için düzenli olarak Verne'in ve Wells'in çalışmalarını tekrar tekrar okudu. Hayallerinin ilk aşamasını gerçekleştirebilmek için onlarca yıllık emek ve çaba gerekiyordu. Nihayet 1926 yılında başarılmış ilk sıvı yakıtlı roketin uçuşu için... TED وخلال حياته المهنية، سيحتفل بذلك اليوم يوم الذكرى السنوية لهذه الرؤية يوم شجرة الكرز خاصته وكان يقرأ ويعيد قراءة أعمال فيرن وويلز بانتظام لتجديد إلهامه والتزامه على مدى عقود من العمل والجهد الذي قد يتطلبه لتحقيق الجزء الأول من حلمه: رحلة الصاروخ ذو الوقود السائل، التي حققها أخيرًا في عام 1926.
    Seni zaman ve çaba harcamaktan kurtaracak. Open Subtitles هذا سوفر عليك الوقت الكثير والجهد
    Sana izin verip bu işleri batırman için... çok fazla zaman ve enerji sarf ettim! Open Subtitles لقد ضيعت عليك الكثير من الوقت والجهد لأدعك تذهب وتفسد الأمور
    Olabilir ama en azından o bana zaman ve enerji harcıyor! Open Subtitles حسنا، ربما، ولكنه على الأقل يحاول أن يضع بعض الوقت والجهد!
    Ve onu fazla abartılmış bir paparazziyle çok fazla zaman ve enerji harcayıp şansı varken yapabilecekken yapamadığı şeyleri görmek istemiyorum. Open Subtitles ولا اريد رؤيتها تفوت ما يمكنها ان تصل اليه لانها استهلكت الكثير من الوقت والجهد
    O kadar enerji ve yaratıcılık sergilediğine göre bir şey anlatmaya çalışıyor gibisin. Open Subtitles كلّ هذا الإبداع والجهد المبذول للسخرية مني، يبدو أنّكِ كنتِ ترمين إلى شيء ما
    O zaman düşünüyorum ki benim için birşey yapıldığında, aynı zamanı, enerji ve eforu ortaya koy size yaptığım zamanki gibi. Open Subtitles لذا أشعر عندما حان الوقت للقيام شيء بالنسبة لي، وضع نفس الوقت والطاقة والجهد في ذلك أن أفعل عندما لا القرف بالنسبة لك.
    Ve daha fazla enerji ve çabanın da bunun için harcanmasını isterim. Open Subtitles وفي هذا أودّ رؤية المزيد مِن الطاقة والجهد يُبذلان.
    Dolayısıyla bu öğrenciler, harcadıkları zaman ve emek karşılığında gerçekten önemli bir şey kazanıyorlar. TED إذن هؤلاء الطلاب كانوا يحصلون على شيء حقيقي بالفعل لاستثمارهم الزمن والجهد.
    Basamağı her zaman bildiğim haliyle, yüzümü merdivene dönerek çıkmaya çalıştım. Günler boyu, başarısızlıkla. Ta ki bu işi başarmak için harcadığım zaman ve gayretin karşılığında elde edeceklerimin açıkça orantısız olduğunu anlayana kadar. TED حاولت صعود حافة الرصيف بالطريقة التي عرفتها دومًا، إلى الأمام، لأيام طويلة، دون نجاح، حتى أصبح واضحًا أن الوقت والجهد الذين استثمرتهما في هذه المحاولة كانا متناسبين عكسيًا مع الاستفادة من نتيجتها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more