Çevresel yıkım, kaynakların boşa harcanması, gereksiz rekâbet ve savaş. | Open Subtitles | دمار بيئي ، مصادر مهدرة ، منافسات بلا جدوى والحروب |
Bu geniş bölge hayatları at, okçuluk ve savaş odaklı olan göçebe kabileler tarafından benimsendi. | TED | تلك المنطقة الشاسعة كانت مأهولة بالقبائل البدوية، حيث كانت حياتهم تتمحور على الخيول، والرماية، والحروب. |
Şaşırtıcı ve hatta korkutucu olan şey bu gerçeğin insanın acı çekmesi ve savaş hakkındaki düşünce şeklimizde ne kadar az etkisi olduğu. | TED | لكن المدهش حقاً و المزعج الى حدٍ ما. هو التأثير الضعيف لهذه النظرية، من حيث رؤيتنا للمعاناة الإنسانية والحروب. |
Buna kundaklama, çarpık kentleşme, asit yağmurunu dahil edebiliriz ve tabii ki terörizm ve savaşlar da cabası. | TED | هذا يشمل الحرق العمد والتوسع العمراني العشوائي المطر الحمضي ودون ذكر الإرهاب والحروب. |
İşte altı saat, altı gün yıkıyorum ve savaşlar bu kemiklerden çıkıyor ve mümkün hâle geliyor -- dayanılmaz bir koku. | TED | إذن أغسل هذه العظام لمدة 6 ساعات 6 أيام والحروب ما تزال تُخلّف هذه العظام، وأصبحت رائحتها لا تُطاق. |
Sıtma ve savaşların ortasında bu çocukların hiçbir şansı olamazdı. | Open Subtitles | بين الملاريا والحروب هؤلاء الأطفال لم يكن لديهم فرصة |
1312'de Mansa Musa tahta geçtiğinde Avrupa'nın büyük bölümü kıtlık ve iç savaşlarla harabeye dönerken, | TED | عندما قدِم مانسا موسى إلى السلطة عام 1312، كانت المجاعة والحروب الأهلية قد أضنت معظم أوروبا. |
Biliyor musun ikimizden birinin savaş meydanları dışında bir yerde başarılı olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعرف لم أكن أظن أن أحداً منا سينجح فى شئ سوى المعارك والحروب |
Bombaya verilen tepki bir savaş durumu ve savaşta sivil kayıplar olur. | Open Subtitles | ان القنبلة عمل حربي والحروب تصيب المدنيين |
Ateş, savaş ve çılgınlıklarla dolu karabasanlarını unuttular. | Open Subtitles | هم نسوا كوابيسهم من النيران والحروب والجنون |
Kin, savaş ve nefret ile birbirimizi yok etmeden önce başarılı olmak zorundayız. | Open Subtitles | لابد أن ننجح قبل أن ندمر أنفسنا بالكراهية والنزاعات والحروب |
Bir savaş yaklaşıyor ve savaşlar pahalıdır. Çekilebilirsin. | Open Subtitles | الحرب قادمة والحروب مكلفة ، اذهب |
Geçtiğimiz yirmi yıla oranla daha az bu nevi çatışma yaşanmasının verdiği mutluluğun yanı sıra, artık iç savaş ve etnik çatışmaların nasıl daha etkin olarak azaltılabileceği hususunda belli bir anlayışa ulaşmış olmamızın da önemini vurgulamak isterim. | TED | ولكن هناك بضعٌ من الاخبار الجيدة يمكن ان نخبرها عن بعض الصراعات الان كانت قد بدأت تظهر منذ نحو عقدين ولكن الذي يحدث والذي هو اكثر اهمية هو اننا بدأنا نستوعب الامور التي يمكن القيام بها لكي نقلل عدد الصرعات الاثنية والحروب الاهلية بهدف تقليل عدد ضحاياها |
Kraliyet ailesi lükse ve yolsuzluğa gömülmüştü, lordlar isyanlar ve savaşlar çıkarıyordu. | Open Subtitles | إنغمست العائلة المالكة في الترف والفساد وجلبت الثورات والحروب |
Ve biz alternatif enerji kaynakları bulana kadar madenler çökecek, savaşlar çıkacak ve maalesef bize enerji sağlamak adına ölen insanlar işin yan etkisi olarak görülecek. | Open Subtitles | وحتى نجد مصدر طاقة بديلة الألغام ستوضع والحروب سوف تقوم ولسوء الحظ |
Ayrıca bir gün bu görünmez çizgiler silinecek ve milletler arası savaşlar bu kurum gibi tarih olacak. | Open Subtitles | إلى جانب أنه في يوم ما ستُمحى تلك الخطوط الخفية والحروب بين الأمم ستصبح شيئًا عتيقًا مثلها مثل هذه الوكالة |
Her zaman daha fazla... dövüşler,savaşlar, ırkçılıklar olacak. | Open Subtitles | وستزيد على مر الزمن المزيد من المعارك والحروب والعنصرية |
İç savaşlar on yıllardır manşetlerdeki yerini koruyor ve özellikle etnik çatışmalar büyük bir uluslararası tehdit olarak varlığını sürdürüyor. | TED | ان الحروب الاهلية كانت تترأس عناوين الصحف منذ اكثر من عقدين والحروب الاثنية بصورة خاصة كان لها حضور خاص على الصعيد الدولي |
Sokaklardaki suçların ve savaşların artması sadece an meselesiydi. | Open Subtitles | ما بين الجريمة الخارجة عن السيطرة بالشوارع والحروب المُتفاقمة على الحدود، كان الأمر برمّته مسألة وقت. |
(Alkışlar) Bu şarkı şu yüzden geldi çünkü dünyada yaşayıp da ne olup bittiğinin, savaşların filan farkında olmamanın zor olduğunu düşünüyorum. | TED | (تصفيق) هذه الأغنية تأتي ﻷنني أعتقد أنه من الصعب أن تكون في العالم ولا تدرك ما الذي يجري فيه, والحروب وهكذا دواليك. |
Korku, yokedicilik, kıtlık ve savaşlarla doluydu. | Open Subtitles | لقد كان مليئا بالخوف والأوبئة والمجاعات والحروب |
Afganistan'ın adı, sürekli çatışmayla, ...savaşlarla, intihar saldırılarıyla birlikte anılıyor. | Open Subtitles | يرتبط اسم أفغانستان-- بلدي في الأذهان بالصراعات والحروب والهجمات الانتحارية وكل الأشياء السلبية |