"والحرية" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve özgürlüğe
        
    • ve özgür
        
    • ve özgürlük
        
    • özgürlük ve
        
    • Ümmet ve
        
    • özgür ve
        
    • ve özgürlükten
        
    • ve özgürlüğü
        
    Boşlukta 360 derece hareket etme özgürlüğü içinde beni kendimden geçirinceye kadar eğlence ve özgürlüğe doyuran bir tecrübe bu. TED لقد امتلكت حرفياً حرية الحركة ٣٦٠ درجة من الفضاء و الشعور بالنشوة والمرح والحرية
    Şevk ve özgürlüğe sahipler ki bunlar inanıyorum ki yeni bir paradigmanın temelidir. TED لديهم من الضراوة والحرية التي أعتقد أنها أساس النموذج الجديد.
    Bu kelimeyi seçtim çünkü evimden ilk defa kıyafet tasarladığımda ve bunun baskısını aldığımda kendimi çok güçlenmiş ve özgür hissetmiştim. TED اخترت هذه الكلمة لشعوري بالسلطة والحرية حيث بإمكاني تصميم قطعة ملابس من منزلي وطباعتها بنفسي.
    Evde bakım, onların hayatlarında tekrar normal ve özgür hissetmelerine yardım etti ve gerçekten hastalıklarını unutmalarına yardımcı oldu. TED ساعدتهم الرعاية الصحية المنزلية أيضاً على استعادة الشعور بالوضع الطبيعي والحرية في حياتهم، وقد ساعدتهم بالفعل على نسيان مرضهم.
    Sadece birbirleri için değil, tüm insanlık için, adalet ve özgürlük için. Open Subtitles الحب, ليس فقط لبعضكم البعض بل للبشرية جمعاء من أجل العدالة والحرية
    Tanrı'nın altında tek bir ulus olmuş bölünmez özgürlük ve herkes için adaleti savunan Amerika Birleşik Devletleri'ne sadık kalacağıma ant içerim. Open Subtitles أتعهد بكل إخلاص أمام علم أمريكا بأن نكون دولة واحدة لا تتجزأ حت حماية الله وأن يكون القانون والحرية هما الحاكم بيننا
    Ümmet ve özgürlük adına. Medicileri öldürün. Open Subtitles الشعب والحرية الموت لآل (ميديتشي)
    "Atlantik'teki özgür ve eğlenceli günlere elveda." Open Subtitles وداعا لأيام من المرح والحرية في البحر الأدرياتيكي.
    hayatlarını gerçeğe, onura ve özgürlüğe adayanlar vardır. Open Subtitles الذين يكرسون حياتهم للحقيقة , والشرف والحرية
    Apartmanın Batı sınırına ve özgürlüğe açılan penceresinden eşyalarını atıyorlar. Open Subtitles بعد إلقائه لمتعلقاته من نافذة الشقة المطلة على الحدود الغربية والحرية
    Nazik bir adam değildi, ama kaba saba da olsa, onu adalet ve özgürlüğe yönelten ahlaki bir yanı vardı. Open Subtitles لم يكن رجلاً حنوناً لكن كان بداخله دافع أخلاقي شديد للعدل والحرية
    Amerikan makinelerinin yurt dışında barış ve özgürlüğe katkısını izlemek güzel. Open Subtitles من الجيد رؤية آلات أميركية تساعد في تعزيز السلام والحرية في الخارج.
    Size yalvarıyorum. Merhamet etmeye ve özgür kılmaya gücünüz var. Open Subtitles أتوسل إليك،فأنت تملك القدرة على منح الرحمة والحرية
    Gelecek kurmak bizim hakkımız. Adil ve özgür bir gelecek. Open Subtitles حقنا في بناء مستقبل، مستقبل للعدالة والحرية
    Onlar kadar mutlu ve özgür. Open Subtitles وكانت تشعر بالسعادة والحرية مثلهم.
    Tüm farkı özgürlük yaratıyor ve özgürlük ücretsiz olmalı. TED تصنع الحرية الفارق كله، والحرية يجب أن تكون مجانًا.
    Yaptığım müzik baskı ve özgürlük arasında hatırlamak ve mücadele etmek hakkında. TED وموسيقاي تعبر عن الذكريات والصراع بين الاضطهاد والحرية.
    Diğerlerinin ekonomik başarısızlık ve yokluk gördüğü yerde, gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar. TED بينما يراهم البعض قصصا للحرمان والفشل الاقتصادي، يرى الرحّالة وجودهم من منظور العتق والحرية.
    Tüm erkekler, tüm kadınlar, tüm trans insanlar eşit ve yaratıcınız tarafından belirli devredilemez haklarla yaratıldı. Yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı dahil. TED إن جميع الرجال والنساء، وحتى الأشخاص المتحولون خلقوا سواسية بحقوق غير قابلة للانتقاص وهبها لهم الخالق، بما فيها الحياة والحرية والسعي لتحقيق السعادة.
    Ümmet ve özgürlük adına. Medicileri öldürün. Open Subtitles الشعب والحرية الموت لآل (ميديتشي)
    Bir bebeğe baktığında, o kadar saf, özgür ve temizdir ki... Open Subtitles عندما تنظر لطفل، تجده في غاية النقاء والحرية والطهارة
    Ta ki bu ülkenin her bir vatandaşı ayağa kalkıp da doğrudan ve özgürlükten yana mı yoksa Tomas Jordan gibilerden yana mı.. Open Subtitles حتى يقف كل مواطن أمريكى .. محددا موقفه هل هو فى جانب الحق والحرية ..
    Bizim bu toplumsal hareketlerimiz caz gibi: aktif katılımı, dinlemeyi, anı yaşamayı ve özgürlüğü teşvik ediyor. TED يجبُ أن تكونَ تنظيماتنا الاجتماعيّة مثل موسيقا الجاز مشجّعةً على المشاركةِ الفعّالة والإنصات والعفويّة والحرية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more