| Biz oradaydık arkamızda Thapsus'un surları ve Babanız tam buradaydı. | Open Subtitles | هذا نحن و جدران ثابسس خلفنا و كان والدكما هنا |
| Babanız bu iki kızı bildiği halde bize hiç anlatmadı. | Open Subtitles | عرف والدكما عن أثنين من الأمهات اللاتي لم يخبرنا عنهما |
| Babanız iştirak edemeyeceğine göre, ailenin en büyük erkeği olarak. | Open Subtitles | لن يتمكن والدكما من الحضور. لذلك، وبصفتك أكبر رجال العائلة، |
| Kardeş olarak birbirinize yardımcı olmalı ve babanızın size bıraktığı yolda ustalaşmalısınız. | Open Subtitles | كأخوين، يجبُ عليكما مساعدة بعضكما البعض وإتقان الدرب الذي تركه والدكما لكما. |
| Bu yılbaşı arifesinde sevgimiz ve düşüncelerimiz sizinle. Baban." | Open Subtitles | عقلنا و قلبنا معكما فى ليلة رأس السنة والدكما |
| Bir defasında Babanızla tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت والدكما مرة ، شخص رائع و صياد بارع |
| Bill'in başına gelenlerden yüzünden babanızı uzun zaman önce affettim zaten. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف . . أنني سامحت والدكما منذ فترة طويلة |
| babanıza söyleyeceğiniz bir şey yok mu? | Open Subtitles | لحظه من فضلكما انتما الاثنان اعتقد ان لديكما شيئا لتخبرا والدكما به |
| Babanız gitti, ve siz "Bakıcıdan yararlanma zamanı " diyorsunuz. | Open Subtitles | ذهب والدكما,فظننتما أن الوقت قد حان لاستغلال حاضن الاطفال |
| Babanız evde olacak ve ben de alışverişte. | Open Subtitles | ،عندما يكون والدكما في المنزل وأنا في الخارج أتسّوق |
| Babanız haftada 60 saat işin üstüne gece okulunda gönüllü çalışıyor. | Open Subtitles | والدكما يعمل 60 ساعة في الأسبوع. ثم تطوع للتدريس في الدروس المسائية. |
| Çok iyi iş çıkardınız. Babanız gurur duyardı. | Open Subtitles | أحسنتم عملاً يا أولاد لكان سيفخر بكما والدكما |
| Dinleyin, Babanız sizi uyandırma zahmetine girmeme gerek olmadığını söyledi ama... | Open Subtitles | اسمع قال لي والدكما ألا أتكبّد عناء ايقاظكما لكنّني .. لا أعرف |
| Babanız hepsi $64.73'e geri alabileceğinizi söyledi. | Open Subtitles | والدكما قال أنه يمكنكما الحصول على كل شيء مقابل 64.73 دولار |
| Babanız dedi ki, bütün herşey 64.73$'a mâl oluyor. | Open Subtitles | والدكما قال أنه يمكنكما الحصول على كل شيء مقابل 64.73 دولار |
| Doris ve Janie babanızın inandığınız şey uğruna savaşmasını takdir ediyorum. | Open Subtitles | دوريس و جانى انا معجب بان والدكما يحارب من اجل شئ يعتقد انه صواب |
| İkiniz de susun! Biliyorsunuz, babanızın sinirleri bozuk. | Open Subtitles | اهدآ ، تعرفان أن والدكما مصاب بانهيار عصبي |
| Pek bildiğimiz söylenemez. Sanırım babanızın size anlatmadığı çok şey var. | Open Subtitles | أظن أن هناك الكثير من الأشياء لم يخبركما والدكما بها ، صحيح؟ |
| Çizginin bir yerinde, ben Baban olmayı bıraktım. | Open Subtitles | إذاًفيفترةما, .أنا,أه. توقفت عن كوني والدكما |
| Babanızla konuştum, onunla Evie Hala'da kalabileceğinizi söyledi. | Open Subtitles | تكلمت مع والدكما وقد قال أنه يرحب بكما للعيش معه في إينافيس |
| Ama eğer ikiniz de ölmüş babanızı görüyorsanız sebebini bulabilirim. | Open Subtitles | لكن طالما تريان والدكما الميّت، فقد أحاول جلب إجابات لكما. |
| Size söylüyorum, bunu çözmenin tek yolu babanıza sormak! | Open Subtitles | لما لا تحلا هذه المسالة بان تسالا والدكما |
| Öyle görünüyor. Koş, babanın şeytan çıkarma maşalarını getir. | Open Subtitles | يبدو ذلك ، اركضا وأحضرا أداة والدكما لطرد الأرواح |
| Kocanım ve babanızım ve size söylüyorum. | Open Subtitles | زوجك و والدكما ، أنا أقول لكم الآن |
| Ve anneniz geldiklerini anladığında babanızdan sizi saklamak için ormana götürmesini istedi. | Open Subtitles | و عندما علمَتْ بقدومهم جعلتْ والدكما يأخذكما إلى الغابة ليخبّئكما |
| Babacık güçsüz biri ve gerçeği bilmesi gerek. | Open Subtitles | لكن والدكما ضعيف و يجب ان يعرف |