"والرصاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurşunlar
        
    • mermiler
        
    • Mermi
        
    • ve kurşun
        
    • mermileri
        
    • mermilerin
        
    • kurşun ve
        
    Oklar, kurşunlar artık bize işlemez. Open Subtitles العصيّ والرصاص لا يستطيع أن يلمسنا بعد الآن
    Roket mermileri, kurşunlar... Umurunda bile olmazdı. Open Subtitles يتعامل مع الصواريخ والرصاص, كان لا يهتم كثيراً
    En kötü koşullarda bile rüzgar, dolu, yağmur, kar bombalar patlarken, mermiler uçuşurken ve bunların dışında. Open Subtitles في أسوأ الظروف, الرياح, والمطر والثلج القنابل المتفجرة والرصاص
    Askerler, mermiler ve savas ülkemi asla kurtarmayacak insanlar kurtaracak onun gibi insanlar Open Subtitles الجنود والرصاص والقتال، لـن ينقذ بلدي أبداً الشعـب سيحبونهـَا
    Merhaba. "Her yıl yapılan Mermi ve Patlama Yaralanmaları Sempozyumu"nda sizleri karşıladığım için çok memnunum. Open Subtitles يسرني الترحيب بكم جميعاً بندوة إصابات الجروح والرصاص السنوية
    Çevreye, civa, kadmiyum ve kurşun gibi zararlı maddeleri salıyoruz. Open Subtitles نحن نطرح في البيئة جميع أنواع الكيماويات كالزئبق، الكادميوم والرصاص
    Ne silahları, ne de mermileri severim, benim tek sevdiğim, bluzlar ve taytlar. Open Subtitles لا أحب الاسلحة والرصاص ولا العراك .. احب الملابس الضيقة فقط
    - Artık silah ve mermilerin sende olduğuna epey eminim. Open Subtitles متأكد إلى حد ما أنك تملك البندقية والرصاص الان حسناً
    Muhtemelen kurşun ve cıva doludur. Denizdeki tüm zehirler gövdesindedir. Open Subtitles غالباً هى مليئة بالزئبق والرصاص . وكل السموم الموجودة بالبحر
    Etrafta bombalar... bombalar ve kurşunlar uçuşurken çalışıyor, ampütasyon ve penisiline aşk ve kahkaha katıyorlar. Open Subtitles العمل كالقنابل... ـ العمل بينما القنابل والرصاص ينهمر حولهم
    kurşunlar Nazi öldürür. Open Subtitles والرصاص يقتل النازيين، تم حلّ المعضلة.
    Kurbanın vücudundan çıkan kurşunlar, Open Subtitles والرصاص الذي أُستُخرج من جسد الضحية،
    kurşunlar onu delik deşik etti. Open Subtitles والرصاص انهال عليه للأبد
    Bedenlerindeki kurşunlar Madaky'nin. Open Subtitles هي 14 سنة. والرصاص داخلها هم في Madaky.
    Biralar, bahisler ve kurşunlar. Open Subtitles البيرة، الرهانات، والرصاص.
    Neden ben ve diğer siyahiler gidip Amerika'dan 15 bin kilometre ötedeki kendilerine hiçbir zararı olmamış masum kavruk tenli insanların, üzerine bombalar ve mermiler yağdıracaktı ki? Open Subtitles انا آخر مدعو يذهب من الزنوج 10,000 ميل بعيداً عن البيت هنا في أمريكا لإسقاط القنابل والرصاص على بريء آخر , اه ناس سمر من الذي يضايقنا؟
    mermiler kesinlikle Richard Locke'un tabancasından çıkmıştır. Open Subtitles والرصاص بالتأكيد جاء من بندقية ريتشارد لوك.
    Pekala, mermiler sandığından daha kırılgandır. Open Subtitles حسنا، والرصاص أكثر هشاشة مما كنت اعتقد.
    Bu silah veya tank, Mermi veya bomba savaşı değil toplumumuzun her seviyesine etki eden ekonomik bir saldırıdır. Open Subtitles إنها ليست حرب أسلحة ودبابات والرصاص والقنابل ولكن هجوم إقتصادي من كل مستوى على مجتمعنا
    - Olay Yeri İnceleme buraya gelip her şeyi araştırabilir... kan, Mermi izleri kırık cam parçaları. Open Subtitles بحثاً عن الدم ، والرصاص وحطام الزجاج الأحمر -فإذا كان لديكَ ما تقوله ... -إسمعي، إذا أطلقت رصاصة هنا
    E-sıvı ya da aerosol; krom, kadmiyum ve kurşun gibi metalik parçacıklar da içerebiliyor. TED ويحتوي السائل أو الأيروسول على جزيئات معدنية مثل الكروم، والكادميوم، والرصاص.
    ve kurşun zaten benzediği için altına dönüştürülebilir. Open Subtitles والرصاص يُـمِكن تحويله إلى ذهبٍ، لأنه بالفعل مُشابِه له.
    Zamanın, birliklerin, malzemenin, mermilerin verimsiz kullanımı. Open Subtitles الاستخدام غير الفعال للوقت، القوات، المعدات والرصاص. لا
    Nihayetinde, epidemiyolojik çalışmaların, halk sağlığına yönlendirici çok önemli etkileri olmuştur. Ciddi tehlikelere, mesela sigara, asbest, kurşun ve daha bir sürü maddenin zararlarına karşı, dikkatimizi çekmişlerdir. TED في نهاية اليوم، قُدمت الدراسات الوبائية كدليل ممتاز للصحة العامة، منبهة إيانا إلى مخاطر صحية حرجة، كـالتدخين والحرير الصخري والرصاص والكثير غيرها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more