Ve... Önemli değil bedava oda, sofra ve de taşıma için. | Open Subtitles | آه, على الرحب والسعة مجانا, غرفة المجلس ، والنقل أيضا. الأحمق. |
Dün gece için Teşekkür etmek istiyorum. Önemli değil. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك على ليلة أمس على الرحب والسعة |
- Dinle, eğer bundan kurtulamazsak, Teşekkürler. - Bir şey değil. | Open Subtitles | اسمع إذا نحن لم ننجو من هذا شكرا على الرحب والسعة |
Sikeyim "Teşekkürler"i. Sikeyim "Bir şey değil"i. Aramızda lafı olmaz. | Open Subtitles | اللعنة ، أشكرك ، على الرحب والسعة إنه أنا وأنت |
Rica ederim, Sam. Bir şeye ihtiyacınız olursa haberim olsun, tamam mı? | Open Subtitles | على الرحب والسعة يا سام أعلميني اذا احتجتم لأي شيء حسناً ؟ |
böyle bir zorunluluğun yoktu ama.... Önemli değil! | Open Subtitles | نحن نحتاج شخص ما مثلك تعرف على الرحب والسعة |
- Bizi sinemaya götürdüğünüz için sağolun. - Önemli değil Donna. | Open Subtitles | شكرا على اخذنا الى الفيلم على الرحب والسعة , دونا |
Parça ve çap arasının temiz olması düzgün çalışması için çok Önemli. | Open Subtitles | حسناً الوضوح بين الكتلة والسعة حتمي الفعالية |
Önemli değil. Tamam, iyi akşamlar. | Open Subtitles | على الرحب والسعة يا صديقي حسناً، يوماً سعيداً |
Hiç Önemli değil. Acele etsen iyi olur. Orası Katletme Barınağı. | Open Subtitles | على الرحب والسعة, عليك الإسراع, فهو ملجأ قتل. |
Önemli değil. Sadece o meseleye karışma. | Open Subtitles | على الرحب والسعة ابقى بعيداً عن الأمر فحسب |
Bir şey değil. Umarım tekrar yaparız. | Open Subtitles | على الرحب والسعة أتمنى لو نعمل معاً ثانيةً |
- Borcum olsun Doug. Teşekkür ederim. - Bir şey değil. | Open Subtitles | ادين لك يا دوج ، شكرا - على الرحب والسعة - |
Teşekkürler. Bir şey değil, Efendim. | Open Subtitles | علي الرحب والسعة سيدي سنكون هناك خلال عدة دقائق |
Rica ederiz. Ve şimdi, Marge biz pişirdik, sen temizle. | Open Subtitles | على الرحب والسعة الآن مارج، نحن حضرنا الطعام، أنتِ نظفي |
Rica ederim. Hiç Sorun değil. Hey. | Open Subtitles | أوه، على الرحب والسعة ليس هناك أى مشكلة مهلا |
Birşey değil, güzel zenci kardeşim. | Open Subtitles | انت على الرحب والسعة يا اختي السوداء الجميلة |
Benim için söylediklerin gerçekten çok Hoş. | Open Subtitles | أقدّر كلّ الضغط الذي تضعينني به على الرحب والسعة |
demek istediğim, seninle konuşmak gerçekten harikaydı. | Open Subtitles | على الرحب والسعة أعني كان الحديث معك رائعاً |
- Her zaman. Benim için zevkti. | Open Subtitles | قولي له على الرحب والسعة ، لقد استمتعت بذلك |
Rica ederim, ...biz de malzemeleri toplamamızda yardım ettiğiniz için Teşekkür ederiz. | Open Subtitles | على الرحب والسعة وشكراً لكم على مساعدة شعبكم لنا لتزويدنا بالمستلزمات الضرورية |