Hem ABD'yi hem de İsveç'i geçen harika bir sağlık sistemleri vardı. | TED | وتخلصوا من الملاريا فحصلوا على نظام صحي مدهش تقدموا حتى على الولايات المتحدة والسويد |
Size İsveç ekonomisi ile Yunanistan ekonomisinin epey farklı olduğunu söyleyebilirim. Bunu herkes biliyor. | TED | استطيع جازماً ان اخبركم ان هنالك فروقٌ جمة بين اقتصاد اليونان والسويد الجميع يعلم هذا |
Amerikan sağlık sistemi sadece Japonyadan geride bir de Kanada, İsveç, İngiltere-- şey, Avrupanın tamamı. | Open Subtitles | النظام الصحي لدولة أمريكا يأتي فقط بعد اليابان وكندا والسويد وبريطانيا .. جميع دول أوروبا |
Aşikar yol Almanya ve İsveç'ten geçiyordu. | Open Subtitles | ولكن الطريق المتاح كان يمر بألمانيا والسويد |
Raporlar geliyor, Norveç'den. İsveç, Danimarka, Lüksemburg. | Open Subtitles | تقارير الحوادث المرورية تصل من النرويج والسويد والدنمارك ولوكسمبرج |
1.4 milyondan fazla Suriyeli Akdeniz'den Türkiye üzerinden tehlikeli bir yolculuk yaparak iki ülkeye ulaştılar: Almanya ve İsveç. | TED | أكثر من 1.4 مليون سوري اجتازوا الرحلة المحفوفة بالمخاطر، عبر البحر المتوسط وشمالاً عبر تركيا، ليجدوا طريقهم إلى بلدين بالأساس: ألمانيا والسويد. |
Yeni Zelanda, İzlanda, Avusturya, İsveç ve diğer ülkelerin hükümetleri yenilebilinir enerji kaynaklarının geliştirilmesini öncelik listesine aldı. | Open Subtitles | حكومات كل من نيوزيلندا ، ايسلندا والنمسا والسويد وأمم أخرى كثيرة بدأت باستحداث مشاريع تجدد الطاقة بشكل سليم انها أهم الأولويات |
Danimarka ve İsveç'te aranıyorum. Kimliğini bana vermeni istiyorum... ..böylece işimize bakabiliriz. | Open Subtitles | أنا مطلوب في الدنمارك والسويد أنا أحتاجك لإستخدام بطاقة هويتك... |
Me Too hareketinin etkilediği dünyanın her bir yanında, Avustralya ve Fransa, İsveç, Çin ve artık Hindistan'da cinzel taciz mağdurlarının sesi duyuluyor ve sonra aşağılanıyorlar. | TED | وفي مختلف أماكن العالم حيث انتشرت حملة "أنا أيضًا"، في أستراليا وفرنسا والسويد والصين، وحتى الهند، بدأت أصوات ضحايا العنف الجنسي تُسمع في آن واحد ثم تدان. |