Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. | TED | في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل. |
Yazlıklar ve üstü açılan arabalar haricinde bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا أرى شيئاً سوى البيوت الصيفية والسيارات العادية |
Araç yoluna paralel olarak raylar üzerinde ilerliyor, altından da arabalar. | TED | وتتحرك على سكك عبر الطرق الريفية والسيارات تنتقل داخلها |
320 bin. Bu parayı ödünç verilen arabalarla eşleştirmeliyim. | Open Subtitles | 320ألف دولار ، يجب أن أربط بين المال والسيارات التي تم اقتراضها بواستطها |
Ama ev, araba ve yeni kırpılmış çim hayalleri gerçek olunca, hayal olmaktan çıkıyorlar. | Open Subtitles | ولكن الأحلام عن البيوت والسيارات وجزازات العشب لا يعتبروا أحلاماً إذا أصبحوا حقيقة |
- Bu ne işe yarar? - Duvarları ve arabaları boyamak için. | Open Subtitles | ماذا يفعل هذا انه لدهان الحوائط والسيارات |
Tüm o itiş kakıştan insanlardan ve arabalardan uzaklaşmak için... | Open Subtitles | , هنا يمكنك تجنب الزحام والضجيج، و كل الناس والسيارات |
Geldiğiniz uçaklar, arabalar, oturduğunuz koltuklar... | TED | الطائرة التي أتيت على متنها والسيارات والمقاعد التي تجلس عليها. |
2022'ye kadar elektrikli arabalar ve normal arabaların aynı fiyatta olması bekleniyor. Şimdiden elektrikli otobüsleri deneyen şehirler var. | TED | وبحلول عام 2022، فإن السيارات الكهربائية والسيارات التقليدية يتوقع أن تتساوى في الثمن، وبدأت المدن بالفعل بتجربة الحافلات الكهربائية |
Daha egzotik çeşitlilikleri de algılıyor; hayvanlar, arabalar, zebralar, zürafalar. | TED | لديها مجموعة متنوعة من أشياء أكثر غرابة: مثل الحيوانات والسيارات والحمر الوحشية والزرافات |
Elmalı kek, hızlı arabalar ve aksiyon filmleri mi? | Open Subtitles | مطعم ابل باي والسيارات السريعة وافلام الاكشن |
Kıyafetler, arabalar, para. Hepsi göz boyama. | Open Subtitles | الملابس , والسيارات , والنقود الأمر كله مجرد نافذة لعرض الملابس |
Harika arabalar ise şey, onlar sadece başınızı belaya sokar. | Open Subtitles | والسيارات الجيدة كل ما تفعله لك هي أن تورطك في المشاكل |
Sadece evde olmamla çözülebilecek bir sorunu evler, eşyalar, arabalar hediye ederek halletmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت ارمي المنازل والهدايا والسيارات في مشكلة لايمكن حلها الا ان اكون بالمنزل اكثر |
Kadınlar, arabalar, aşırı övgü, yığınla para olacak. | Open Subtitles | ستحظى بالنساء والسيارات والتملق وجيوب ممتلئة بالنقود، كلها لك |
HPD'dekiler mi? Orada mücevher ve arabalar var. | Open Subtitles | لديهم المجوهرات والسيارات المسروقة، ليس لديهم هذا النوع من المال هناك |
Beni, vadilerle ve paslı arabalarla ümitlendirme. | Open Subtitles | لا تعذبني بقصص الوديان والسيارات شديدة الصدأ |
Etkin şehir tasarımı ve otomasyonlu şoförsüz arabalarla bu ölüm rakamları fiilen ortadan kaldırılabilir. | Open Subtitles | بين كفاءة التصاميم للمدن والسيارات الألية التي تعمل بلا سائق حصيلة الموت هذه ممكن أن تنعدم فعلياً. |
Bu yüzden hep araba ve bira reklamları ödül alıyor ya. | Open Subtitles | لِهذا الجوائز تذهب إلى إعلانات البيرة دائماً والسيارات |
En çok, Amerikan sinemasını, güçlü arabaları... ve hip-hop müziğini seviyorum. | Open Subtitles | والأهم هو أنني أحب الأفلام الأميركية" "والسيارات القوية "وموسيقى الهيب هوب" |
Güneş panelleri ve elektrikli arabalardan daha üstte yani. | TED | في المرتبة السادسة، أعلى من تصنيف الألواح الشمسية والسيارات الكهربائية. |
Jackie bir şeyler ararmışcasına bagajın üstüne çıktı ve araba yürüdü gitti. | Open Subtitles | جاكي صعدت على الصندوق كما لو كانت تبحث عن الشيء والسيارات إبتعدت. |
Ama diğer arabaların ve insanların olduğu yerde araba kullanmasam iyi olur. | Open Subtitles | لكنى افضل الا اقود سيارة حقيقية بحيث يتواجد الكثير من الناس والسيارات |