Fiziksel olarak yayılmayı kontrol altına alarak tümörün diğer organlara girişini engeller. | TED | واقعياَ سيمنعون الورم مادياَ من الوصول للأعضاء الأخرى، والسيطرة على الورم الخبيث. |
Sürekli başkalarından emir alır ve kontrol edilirsin. Kopyalarım beşte elimde olsun. | Open Subtitles | وأنتي كل شيء هنا تحت الطلب والسيطرة واحصلي على نسختي بحلول الخامسة |
Babasının ona yaptıklarını yaparak, güç ve kontrolü yeniden kazanmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما يحاول إسترداد إحساس القوة والسيطرة بتكرار ما فعله والده به. |
Fakat asıl ihtiyacın olan, derinlerde öne çıkıp kontrolü senden alacak biri. | Open Subtitles | ولكن ما تحتاجه حقا، في أعماقي، هو رجل لتصعيد والسيطرة على لك. |
Zihin kontrolünü daha önce yapmıştım. | Open Subtitles | أنا ألعاب مألوفة جدا، والسيطرة على العقل. الرديئة. |
Huzursuz ve tek bir kalıba uymadıkları yada günün birinde kimlikleri alakasız olduğunda kaygılı olmaları yerine, deneyimlemek için özgür hissetmelerini ve kendi kişisel hikayelerinin ve kimliklerinin kontrolünü almalarını umuyorum. | TED | أتمنى عوضًا عن شعورهم بالقلق والخوف بأنهم لا ينسجمون مع نمط معين أو أن تصبح هويتهم غير مهمة يومًا ما، بأن يمكنهم أن يكونوا أحراراً في تجربة والسيطرة على قصتهم الشخصية وهويتهم. |
Ben dokunduğum her şeyi yerçekiminden etkilenmeksizin istediğim gibi kontrol edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أنفي جاذبية الأشياء التي تعمل باللمس والسيطرة الكاملة عليها |
Bu savaşla, kraliyet aileleri daha çok kontrol kazanmak için fırsat tanıyorlar. | Open Subtitles | مع هذا الصراع، العائلات الملكية تستغل الفرص لكسب مزيد من القوة والسيطرة |
Bu içmene çözüm bulamamanın ve saldırgan davranışlarını kontrol edememenin yarattığı acı son. | Open Subtitles | إنها مأساة حقاً أن لا تتمكن من إحتساء شرابك والسيطرة على السلوك المتعسّف |
Anladığımız kadarıyla insan bedenini ele geçirip hareketlerini kontrol edebiliyorlar. | Open Subtitles | بوضوح، لديهم القدرة على الأستيلاء على البشر والسيطرة على أفعالهم. |
Olan biteni manipüle ve kontrol etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | لا يتوانون عن فعل أي شيء للتلاعب والسيطرة على ما حولهم. |
Olan biteni manipüle ve kontrol etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | لا يتوانون عن فعل أي شيء للتلاعب والسيطرة على ما حولهم. |
Ama biraz doğal ışık ve yıl boyunca iklim kontrolü sunabilirim. İki yıl sonrasına hızla geçelim: | TED | لكن يمكنني تقديم بعض الضوء الطبيعي والسيطرة على المناخ على مدار العام. نتقدم بسرعة بعد عامين: |
Tüm mesele zihnini ve kontrolü sağlamakta. | Open Subtitles | يتعلق الامر كله بالسيطرة والسيطرة تتحكم بعقلك |
Bölgenin fethedilmesi güç, kontrolü ise çok zordu. | Open Subtitles | فالتضاريس كانت من الصعوبة إحتلالها والسيطرة عليها |
Nükleer silahlarımızın komutası ve kontrolü için ana protokoller. | Open Subtitles | البروتوكولات الرئيسية للقيادة والسيطرة ترسانتنا النووية |
Sakinlik ve nefes kontrolü başarının anahtarıdır. | Open Subtitles | السكون والسيطرة على النفس هي مفاتيح النجاح |
Süper güçlüyle zihin kontrolü yapan kişi aynı evdeyiz, inanılmaz. | Open Subtitles | سوبر القوة والسيطرة على العقل في نفس المنزل. مدهش. |
Çünkü sinirler ameliyattan sonra ölçülülügü, mesane kontrolünü ve seksüel fonksiyonu devam ettirmenizi sağlar. Bunların hepsi hasta için oldukça önem taşır. | TED | لأنها تسمح لك بالحفاظ على وظائف التّحكم والسيطرة على المثانة , والنشاط الجنسي بعد الجراحة. وكلها أمور مهمة إلى حد ما بالنّسبة إلى المريض. |
Ama bir gün işe koyuldum, hayatımın kontrolünü elime aldım | Open Subtitles | ¶ يجب التمسك بالعمل والسيطرة على حياتي ¶ |
Pendragon'u ele geçirirse, Bardon Geçidine doğru ilerleyip vadideki tüm ana güzergâhların kontrolünü ele geçirir. | Open Subtitles | إذا استحوذ على قلّعة "بندراغون" يمكنّه المضي قدماً إلى معبر "باردون" والسيطرة على الطريق المؤدي إلى الوادي والعودة منّه |