"والصحافة" - Translation from Arabic to Turkish

    • basın
        
    • basını
        
    • basına
        
    • gazetecilik
        
    • gazeteciliğin
        
    Aktivist basın, insani basın, barışçıl basın ve hepimiz, çağımızın önemli olaylarını işlemeye çalışıyoruz. TED هناك صحافة النشطاء، والصحافة الإنسانية، وصحافة السلام، حيث نهتم جميعًا بتغطية الأحداث المهمة في عصرنا.
    Ve basın ropörtajlar yapıyordu ve ben kitaplarımı imzalıyordum. TED والصحافة كانت تحاور, وانا كنت أقوم بالامضاء علي كتابي.
    basın bizi çok eleştirdi yapmak istediğimizden dolayı. Open Subtitles والصحافة أخذت موقفاً عدائياً لبرنامجنا الذي حاولنا تطبيقه
    Dünyayı istiyorum, daha azını değil O ışıltıyı ve basını Open Subtitles أريد العالم بأكمله ، ولا أقل منه كل الشهرة والصحافة
    Polislerde bunu basına, savcıya ve... herkese anlatır! Open Subtitles حسناً, الشرطة ستخبر المدعي العام والصحافة وجميع الناس.
    basın bizi çok eleştirdi yapmak istediğimizden dolayı. Open Subtitles والصحافة أخذت موقف عدائي لبرنامجنا الذى حاولنا تطبيقه
    basın bu fiyaskonun üstüne çok gidecek. Open Subtitles والصحافة سيكون لها يوم مشهود مع هذا الفشل الذريع.
    Dışarı çıkalı 20 dakika olmadı, ama basın peşimden ayrılmıyor. Open Subtitles لم يمض على خروجى 20 دقيقة والصحافة تطاردنى
    Komisyon... kafamı ütülüyor ve basın kıçımı tırmalıyor. Open Subtitles ولدي المفوض الذي أصم أُذنيّ والصحافة التي تنتقدني،
    Ve Martin senato seçimi öncesinde basın bu olaya fazlaca karışacaktır. Open Subtitles ومارتن أنت تنظر للهرب من مجلس الشيوخ والصحافة ستكون في جميع أنحاء هذا الشيء
    Ancak tehdidin ne olduğunu açıklamadık. basın bilgi almaya başladı. Open Subtitles لكننا لم نكشف عن الطبيعة الدقيقة لهذا التهديد والصحافة بدأوا يعرفوا بالأمر
    Senatör, Bayan Logan ve basın burdayken, onlar en önceliklilerimiz. Open Subtitles عندما يكون عضو مجلس الشيوخ، والسّيدة لوجان والصحافة هنا، لهم أولويةَ منظمة الأمم المتحدة.
    Sorumlu tutulduğumuz andan itibaren bloglar, basın birinci sınıf avukatlar üzerimize geldi. Open Subtitles لحظة أعلنّا مسؤوليّتنا المدوّنون، والصحافة والمحامون بدأوا بملاحقتنا
    Ailesi yolda ve otopark basın mensubu kaynıyor. Open Subtitles والداها في الطريق، والصحافة تملأ موقف السيارات.
    Bugün birçok tanığımız olacağını hatırlatayım ve basın da odada bulunacaktır. Open Subtitles مجرد تذكير بأن لدينا العديد من الشهود اليوم والصحافة ستكون حاضرة بالغرفة
    Pardon, ajanlar. Devriyeler iki katına çıkarıldı ve basın bir açıklama bekliyor. Open Subtitles المعذرة أيها العملاء, ضاعفنا الدوريات بالشوراع, والصحافة جاهزة للبيان.
    Annemi, şerefsiz babamı, basını, sevgime karşılık vermeyen bütün oğlanları alıp götürsün diye. Open Subtitles أبعدوا أمي وأبي الحقير والصحافة وكل الفتية الذين أحببتهم وما كانوا ليُبادلوني الحب
    Dünyayı istiyorum, daha azını değil O ışıltıyı ve basını Open Subtitles أريد العالم كله لا شئ أقل من هذا ، الشهرة والصحافة
    O ışıltıyı ve basını Sadece bana iyi eleştiri yazanları Open Subtitles كل الشهرة والصحافة التي تعطينى فقط المنظر الأفضل
    Her tarafa bak. Çiçeklere, basına, insanlara, büsbütün muazzamlığa. Open Subtitles انظري لكل شيء، الزهور والصحافة والحضور، والفخامة في كل ذلك
    Şefkat duygumuz tarih, gazetecilik ve anlatı sanatlarına kadar yayıldı. TED لقد تم نوسيع دائرة التعاطف بيننا من خلال التاريخ والصحافة وفنون السرد
    dedi. Bu karşılıklı karışıklık bizi araştırma ve gazeteciliğin çelişen uygulamaları üzerine bir makale yazmaya itti. TED وهذا الارتباك، هذا الارتباك المتبادل، دفعنا إلى نشر ورقة بحثية عن الأخلاق المتضاربة والممارسات المتناقضة في البحث والصحافة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more