Bir önceki sahipleri, iffet yoksulluk, ve sessizlik üzerine yemin etmişlerdi. | Open Subtitles | السكان السابقين في هذا المبنى كانوا رهبان رهبانية، الذينأقسموابالعفة.. العوز والصمت. |
Yüksek ses insanları uyandırır, sessizlik ise beni uyutmaz efendim. | Open Subtitles | الأصوات الصاخبة إيقاظ الناس حتى، والصمت لا تدع لي النوم. |
Fakat ben düşündüm ki burası tam bir sessizlik ve sükunet yeri. | TED | وفكرت ، ولكن هذا هو مكان الهدوء التام والصمت ؛ |
Böylece benim için aylar süren acı, depresyon, öfke, şaşkınlık ve sessizlik dönemi başladı. | TED | وهذا فعلا قادنى إلى أشهر من الألم و الإحباط والغضب والتشوش والصمت |
Bu odadaki sessizlik beni sağır edene dek kulaklarıma yükleniyor. | Open Subtitles | والصمت المخيم على هذه الغرفة... يضغط على إذني ويصيبني بالأصم. |
Raymond, oturup düşünmüş... yalnızlık ve sessizlik hakkındaki... bu güzel şiiri yazmışsın. | Open Subtitles | رايموند لقد استغرقت كل هذا الوقت لتكتب هذة القصيدة الجميلة عن الوحدة والصمت |
Kılıcını indirmeden hemen önceki sessizlik... ve sonraki gürültü. | Open Subtitles | ..والصمت الذى يسبق الضربة ..والصخب الذى يليلها |
Tepede eski bir şatonun yıkıntıları duruyor, bizim köy çok uzakta, belli belirsiz görünür, gökyüzü masmavi, güneş, ve korkunç sessizlik. | Open Subtitles | وأطلال قلعة عتيقة عند القمة وقريتنا الصغيرة تلوح بعيدا في الأفق السماء زرقاء قانية والشمس والصمت رهيب |
Onların zaman, doğa ve sonsuz sessizlik. | Open Subtitles | كل شيء موجود الآن لهم، حتى الطبيعة والصمت اللانهائي. |
İsviçre saatimin aksatmadan sağladığı kulak misafiri olma ve her gün saat 14:00'te, mutlak sessizlik içinde, Ninja kakamın keyfini çıkartıyorum. | Open Subtitles | استمتع بالإنصات المعطى لي بانتظام الساعة السويسري والصمت المطبق |
Bulutların arasından masmavi göğe, boşluğa yükseldiğinizde oradaki sessizlik ve yüce güzellik dinsiz bir adamın kilisesi gibidir. | Open Subtitles | حين تخترق السحاب إلى السماء الزرقاء فوقها حيث الفضاء والصمت والجمال اللامتناهي إنها معبد غير المؤمنين. |
Ama asıl mücadele konusu, sessizlik ve gürültüyü, sinyallere dönüştürebilecek yaratıcı olabilecek bu bağlantıları bulmak, tasarlamak üretmek ve yetkilendirmek, sonuçta demokrasilerimizi 21. Yüzyıla getirmektir | TED | لكن التحدي الحقيقي إيجاد وتصميم وإحداث وتعزيز دور وسائل التواصل هذه التي تقود للابتكار والتجديد وتحويل الضجة والصمت إلى إشارة وأخيرًا لإيصال الديمقراطية إلى القرن الواحد والعشرين |
Ben, günlük seslerin şarkı yazımında en beklenmedik ilham kaynağı olabileceğine inanıyorum ve bu fikre biraz daha yakından bakmak için bugün üç şey hakkında konuşacağım: Doğa, dil ve sessizlik. Daha doğrusu, gerçek sessizliğin imkânsızlığı. | TED | أعتقد أن المشهد الصوتي اليومي يمكن أن يكون المصدر الأكثر إلهامًا عند كتابة الأغاني، ولكي نتعمق في هذه الفكرة، سأتحدث اليوم عن ثلاثة أشياء: الطبيعة، واللغة، والصمت. أو بالأحرى، استحالة وجود صمت مطبق. |
Bazı geceler bu karanlık ve sessizlik beni boğuyor. | Open Subtitles | أحياناً بالليل... يهبط عليّا ثِقل الظلام والصمت. |
Gayret, bağlılık ve hepsinden önemlisi mutlak sessizlik. | Open Subtitles | اجتهاد , اخلاص وكل شيئ والصمت الكامل |
O çok eskiden düşman olanlar, Doktor ve sessizlik, ...Trenzalore arazilerinde sırt sırta verdiler. | Open Subtitles | ولهذا، هؤلاء الأعداء القدامى، الدكتور والصمت" " "وقفا معًا كتفًا بكتف في حقول ترينزالور" |
Şarkı olacağına sessizlik olsun. | Open Subtitles | والصمت افضل من الاغاني |
Gürültü ve sessizlik. Karanlık ve aydınlık. | Open Subtitles | الصوت والصمت الظلام والنور |
Mahkeme kararı ve sessizlik buyrulur. | Open Subtitles | مطلوب ألتزام النظام والصمت. |
- Sakin olun. - sessizlik! - Kludd! | Open Subtitles | التزموا الهدوء والصمت - (كلاد) - |