"والعار" - Translation from Arabic to Turkish

    • utançtan
        
    • utancını
        
    • ve utancı
        
    • utanıyorsunuz
        
    • utanç
        
    Yok oluş ve utançtan, sevgi ve... nefretten oluşan ortak geçmişimiz içime işlemiş. Open Subtitles ‫صرت أعمق في ‫ثوابتي الأساسية ‫تاريخ مشترك من الخراب والعار ‫من الحب والكراهية، تعمّق في جسدي
    "Tanrı'm, beni bu dünyadan günahtan ve utançtan al, beni sana, cennete al," dersen Open Subtitles يا الله خذني من عالم الخطيئة والعار خذني اليك , في الجنة
    İncinebilirlikten yada utançtan bahsetmezseniz seviniriz." TED نرجوا منك عدم ذكر موضوع الإنكشاف للناس والعار."
    Bu zaman senin efendinin utancını ve kanını temizlemen için yeterli. Open Subtitles هذا وقت كافي لكي تلحقوا بسيدكم الخزي والعار
    Kibiri,gurur ve utancı bırakarak şeytanı katletti, ki bu yüzden bu maskeleri takıyoruz. Open Subtitles ،(لقد ذبح (لوسيفر ،لقد خاط الغرور، الكبرياء والعار .لهذا نحن نرتدي هذه الأقنعة
    Neden sen ve Meg ter kokuyorsun? Ayrıca neden utanıyorsunuz? Open Subtitles لماذا انت و(ميغ ) رائحتكما مثل العرق والعار
    Diğerleri daha keskin olabilir ve suçluluk, utanç ve korku içeren beyin yıkama tekniklerini kullanabilirler. TED قد تكون أساليب أخرى أكثر حدة مستخدمين أساليب الإقناع القسري التي تشمل الشعور بالذنب والعار والخوف.
    Bizi duvarın önünde sıraya dizecekler polisler iki ölüyü, kadınlar morguna götürecek ve soyduklarında utançtan öleceğim. Open Subtitles سيجعلونا نقف أمام الحائط ويقتلوننا والشرطة ستعثر على جثتين لإمرأتين وسيأخذونا إلى المشرحة ثم سيعروننا سأموت والعار يصحبني
    Bizi günahtan, utançtan ve felaketten koru. Open Subtitles أنقذنا من الخطايا والعار والأذى
    - Bu iblis utancını sana karşı kullanacak-- Open Subtitles ...والعار هو سلاح سيستخدمه ذلك الشيطان ضد
    Sen ise onlara yalanları aciz halini ve utancı göstereceksin. Open Subtitles أما أنت فستريهم الكذب والضعف والعار
    Mahcup duruma düştünüz ve yaptığınızdan utanıyorsunuz. Open Subtitles تشعر بالخزي، والعار.
    Mahcup duruma düştünüz ve yaptığınızdan utanıyorsunuz. Open Subtitles تشعر بالخزي، والعار.
    Bu utanç duvarını yıkmak için oy vermek çok önemli. TED أن نصوت أمر في غاية الأهمية لنستطيع أن نحطم هذا الجدار من الخزي والعار.
    Sadece ortada sevgi kalana kadar yılların hikâyeleri, birbirimize karşı varsayımlarımız, suçlama ve utanç hakkında konuşup rahatladık. TED حررنا ونظرنا الى سنوات من القصص والإفتراضات حول بعضنا البعض واللوم والعار حتى ما تبقى كان الحب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more