"والعواصف" - Translation from Arabic to Turkish

    • fırtına
        
    • fırtınalar
        
    • fırtınalara
        
    • fırtınalardan
        
    Onlarla sabah akşam, yağmur, fırtına, kar demeden çalıştım. Open Subtitles وقفت معهم, صباحاً, وظهراً وليلاً، أثناء المطر المتساقط, والعواصف والثلج.
    En nihayetinde, atmosferin, bulut ve fırtına oluşturmak için ısıya ve basınca nasıl tepki verdiğini iyi biliyoruz. Open Subtitles في النهاية, نحن نفهم جيداً كيف يتفاعل الغلاف الجوّي مع الحرارة والضغط حتى يُشكّل الغيوم والعواصف الرعدية
    Ve tahtın tüm gücüne karşın gemileri sıklıkla açlığa fırtına ve boraya ve korsanlara mağlup oluyordu. Open Subtitles ورغم كل قوة التاج، تضيع سفنها كثيراً من الجوع والعواصف والزوابع والقراصنة.
    Elbette, 170 kilometre hızda da rüzgarlar çıkar, hiç görmediğimiz fırtınalar gibi. Open Subtitles بطبيعة الحال، سوف تكون هناك رياح 170 ميل في الساعة أيضا، والعواصف وكأننا لم أر قط.
    Depremler ve fırtınalar dünyayı salladı, gökten de bir yıldız kaydı. Open Subtitles -هزت الزلازل والعواصف الارض وفى السماء شوهد نجم يسقط
    Sana emrediyorum bunu senden isteyen rüzgarlara ve fırtınalara hükmeden Yüce Tanrı'dır. Open Subtitles أنه يقوم بالسيطرة عليك هل هو, من يتحكم فى البحار والرياح والعواصف
    Gözlerin yangından, fırtınalardan dem vuruyorken zarif vücudun ise tutkunun o fırtınalı semalarına götürülmek için feryat ediyor. Open Subtitles ،عيناك تنطقان بالنيران والعواصف وجسدك الرشيف يصرخ في سماوات عاصفة من العشق والهيام
    Ve tahtın tüm gücüne karşın gemileri sıklıkla açlığa fırtına ve boraya ve korsanlara mağlup oluyordu. Open Subtitles ورغم كل قوة التاج، تضيع سفنها كثيراً من الجوع والعواصف والزوابع والقراصنة.
    - Denizde çokça yağmur, fırtına oldu. Open Subtitles لقد كانت هناك الكثير من الأمطار والعواصف عند القناة
    Deniz, fırtına ve deprem tanrısıdır. Open Subtitles إنه إله البحار والعواصف والزلازل.
    Pazuzu denen İblis kıtlık, çekirge ve fırtına Asur Tanrısıdır. Open Subtitles إنه (بزوزو)، إله آشوري للمجاعة والجراد والعواصف
    fırtına ve rüzgârlarla aşınan ölümcül soğukluktaki bu dağlar dünya üzerinde yaşanması en zor yerlerdendir. Open Subtitles قاتلةالبروده ، تم صقلها بالرياح القوية، والعواصف الثلجية، هذه الجبال من بين الأماكن التى لا يمكن العيش بها على الأرض _BAR_
    Son yüzyılda araba kazasında can kaybı riski %96 daha azken, kaldırımda araba çarpması riski %88 daha az, uçak kazası can kaybı riski %99 daha az, iş kazası can kaybı riski %95 daha az, kuraklık, sel, yangın, fırtına, volkan, heyelan, deprem ve meteor çarpması gibi doğal felaket sebebiyle can kaybı riski de %89 daha az, bunun sebebi Tanrı'nın bize daha az kızgın olması değil, altyapımızdaki dirençten doğan düzelmeler. TED ففي خلال القرن الماضي، أصبحت احتمالات أقل في أن نقتل في حادث سيارة بنسبة 96٪ في المائة أو أن نسحق على الرصيف بنسة 88%, أو أن نموت في تحطم طائرة بنسبة 99 % أو أن نموت أثناء العمل بنسبة 99 % بنسبه %89 أن تموت بأسباب إلهية كالجفاف و الفيضانات وحراق الغابات والعواصف والبراكين والانهيارات الأرضية والزلازل والنيازك بافتراض أن الله لم يصبح أقل غضبا علينا ولكن بسبب التحسينات في مرونة بنيتنا التحتية.
    "Ve fırtınalar bizi heyecanlandırır, Open Subtitles والعواصف التي تثير الدماء موجودة
    Ve bu ormanda fırtınalar çok nadir görülür. Open Subtitles والعواصف الممطرة نادرة في الغابة
    Yaşlanmış insanları evlerinden atıp, kürklerini alıp onları fırtınalara bırakırlarmış. Open Subtitles نركل كبار السن إلى خارج الأكواخ، نتركهم للدببة القطبية والعواصف.
    Genç şairler! Gücünüzü bulutlardan, ışıktan, fırtınalardan alasınız... Open Subtitles شِعر جديد,اسحب الطاقة من' 'الغيوم والضياء والعواصف
    Yıldırımlar, depremler ve fırtınalardan yıldızların parlamasını sağlayan şeylere kadar. Open Subtitles من البرق, الزلازل والعواصف الى مايجعل النجوم مُشعّة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more