Kuzey ve batı kulelerindeki keskin nişancıları istiyorum. | Open Subtitles | أريد قناصين بارعين عند البرجين الشمالي والغربي. |
Medya, Doğu ve batı yakası olayını devam ettirmek için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | للحفاظ على الساحل الشرقي والغربي يجب ان يحدث شيء |
Chicago'da, bu en iyi güney ve batı taraftaki boşaltılmış evlerin önleri süslenen bu X'lerle simgelenmektedir. | TED | في شيكاغو، يتمثل هذا بأفضل وجه من خلال إشارات X التي تعلو واجهات البيوت المهجورة، على الجانب الجنوبي والغربي. |
bu haberlerin nasıl yaratıldığına ulaşabilecektim Arap tarafında Arap dünyasına erişen, ve ABD ve batı tarafında ABD'ye erişenlere. | TED | أستطيع الحصول على وسيلة لمعرفة كيف تصنع هذه الأخبار على الجانب العربي الذي يصل العالم العربي، وعلى الجانب الأمريكي والغربي الذي يصل الولايات المتحدة. |
Daha şimdiden kuzey ve batı rıhtımlarda ciddi sel baskını var. | Open Subtitles | هناك فيضان عند الرصيفين الشمالي والغربي |
- Güney ve batı yollarında da değil! | Open Subtitles | ! لم نعثر عليه في الطريق الجنوبي والغربي أيضاً |
Kuzey, güney, doğu ve batı kapıları kendilerine düşen çeyrek betonu alacak. | Open Subtitles | الماخل " الجنوبي والشمالي والغربي والشرقي " ستأخذ نصيبهَا من الإسمنت |
Doğu ve batı bağlantılarından sorumluyuz. | Open Subtitles | والجانبين الشرقي والغربي |
Pekala. Ryan, kuzey ve batı girişlerindeki tuzakları etkisiz hale getiriyor. | Open Subtitles | حسنٌ، (رايان) يُعطّل أسلاك التفجير بالمدخلين الجنوبي والغربي. |
Güney ve batı kanatları güvenli. | Open Subtitles | "الجانب الشمالي والغربي آمن" |