"والغريب" - Translation from Arabic to Turkish

    • tuhaf bir
        
    • ve tuhaf
        
    • Garip olan
        
    • İşin garibi
        
    Üç yıldan beri birlikte çalıştığımızı düşünürsek tuhaf bir şekilde doğru bir şey söyledim. Open Subtitles والغريب أننا نعمل مع بعضنا منذ ثلاثة سنوات، وفعلاً لا أعرف عنك شيء
    Savaşın tuhaf bir biçimde aniden bitişi... Open Subtitles الإنتهاء المفاجئ والغريب للحرب
    Bir gün bir firmanın başında olmayı hayal ettim, böylece kimse elimdeki büyük ve tuhaf delik hakkında konuşmayacaktı. Open Subtitles كان لدي حلم بأنني سأكون رئيساً لشركة محاماة يوماً ما إذا لايمكن لأحد أن يتحدث عن ثقب يدي الكبير والغريب
    Her neyse bu yine de garip ve tuhaf bir seks, değil mi? Open Subtitles مع ذلك فهو... بعيداً كلياً عن الجنس العجيب والغريب صحيح؟
    Garip olan ise, bu türler doğada bir arada bulunmazlar. Open Subtitles والغريب ان هذه الفصائل لا تتجمع طبيعياً في البيئة الطبيعية
    Ve Garip olan şey, 72% 'nin karanlık maddeden oluşması. Open Subtitles والغريب جدا هو أن 72 بالمائة مكون من الطاقة المظلمة
    Evet. İşin garibi çocuklarının kanaması vardı hemen karşıda da hastane vardı ama ailesi arabaya atlayıp gitti. Open Subtitles أجل، والغريب هو أن ابنهم كان ينزف وهناك مستشفى عبر الشارع
    Ancak tuhaf bir şekilde, Aurora'dan bahsettiğimde hiçbir şey olmadı. Belki de doğruyu söylüyor olabilir. Open Subtitles والغريب أنّه لم يتأثر لمّا ذكرت (أورورا)، لذا فإنّه ربّما صدق حيالها.
    Benim vakada tuhaf bir şey var, Bunk. Open Subtitles والغريب في قضيّتي يا (بانك)
    Daha birini unutmamışken başkasıyla çıkmanın ne kadar zor ve tuhaf olduğunu bilirim. Open Subtitles انظر، أعرف كم من الصعب والغريب أن تحاول مواعدة شخص جديد ولازلت لم تتخلص من أحدهم ... .
    Garip olan şeyse bir vadiye düşüyor gibiydim, bağlantı kopukluğu olan bir vadi ve birçok insan da bunu yaşıyordu. TED والغريب في الأمر أنني كنت أنا أقع في وادي... كان وادي انقطاع الصلات.. والكثير من الناس كانوا يفعلون ذلك أيضًا.
    Garip olan bir şey daha, ona ne yaptıklarına dair herhangi bir durum da bulamadık. Open Subtitles والغريب أيضاً أننا لا نجد دليلاً على أنّهم ألحقوا به أي ضرر.
    Garip olan, cinsel saldırı izi bulunmaması. Open Subtitles أجل والغريب أنه لا أثر لإعتداء جنسي
    İşin garibi, düşündüğümüz kadar kötü bir şey değil. Open Subtitles والغريب في الأمر ليس بالسوء من شيء كما قد يعتقد المرء.
    İşin garibi, kurbanda yanık izi yoktu. Open Subtitles والغريب أننا لا نجد أثر حروق على الضحية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more