Madame Gold'un tepkileri ve Kumandan Chantry'nin kıskançlık krizleri size Douglas Gold'un Kumandan'ın eşi Valentine'a aşık olduğunu düşündürdü. | Open Subtitles | كانت فقط ردود فعل السيدة "غولد", والغيرة المثارة للسيد "شانتري" وهذا ما جعلنا نعتقد أن "دوغلاس" و "فالنتين" مغرمان |
Bir saniye önceki kıskançlık eziyeti şiddetli bir cinsel heyecana dönüştü. | Open Subtitles | والغيرة تلتهم من قبل لحظة قد تصبح عنيفة الإثارة الجنسية |
Biz hâlâ açgözlülük, kin ve kıskançlık yüzünden cinayet işliyoruz. | Open Subtitles | مازلنا نرتكب جرائم بسبب الطمع , الضغينة والغيرة |
Kötülük, kıskançlık ve hayal kırıklığı karışımı, bir anda öldüren ve antidotu olmayan bir zehir. | Open Subtitles | خليط من الحقد والغيرة والإحباط، كان قاتلا فورا وبدون دواء |
Ve bu kadar kıskanç olmaktan iğreniyorum. | Open Subtitles | وأنا لم أعد قادرة على التحمّل والغيرة جداً |
Neden güzelliği ona verdin bana sadece acı ve kıskançlık bıraktın? | Open Subtitles | لماذا أعطها والدي الجمال وترك لي المرارة والغيرة فقط؟ |
kıskançlık beni kendimden geçirdi. | Open Subtitles | لقد تركت الحسد والغيرة يأخذون أفضل مافيني |
Anlayış, onur, kıskançlık ve çalışmak hepsi arkadaşlığın bir parçası. | Open Subtitles | التفاهم والشرف والغيرة والعمل كلها جزء من الصداقة في بعض الأحيان. |
Seni çok kötü gösteriyor. kıskançlık daha çok benim oyunum. | Open Subtitles | ذلك يضعك في موقف سيّء، والغيرة بالأحرى لعبتي. |
Bu hikayede, ben "Yüzüklerin Efendisi"ndeki Viggo Mortensen'im ve kıskançlık kılıcıma karşı güçsüz kalıyor. | Open Subtitles | في هذه القصة, أنا فيغو مورتينسن في سيد الخواتم والغيرة لا قدرة لها أمام سيفي |
Ayrıca tuhaf davranmanı ve kıskançlık göstermeni istemiyorum. | Open Subtitles | وبالاضافة الى أنني لا أريدك أن تشعري بالغرابة والغيرة |
İhanet ve kıskançlık üzerine, maalesef klasik bir hikaye. | Open Subtitles | بها الخيانة والغيرة رغم التقاليد المحزنة |
Ve kıskançlık da arzuyu beraberinde getirir. | Open Subtitles | والغيرة تجعلني أحبك أكثر وأكثر |
Kötülük, kıskançlık ve hayal kırıklığı karışımı. | Open Subtitles | خليط من الحقد والغيرة والإحباط، |
Çünkü sen ona aşk, kıskançlık gibi şeyleri öğrettin. | Open Subtitles | لانك تحدثت معه عن الحب والغيرة وكيف تكون... |
İhanet, kayıp aşk, kıskançlık. | Open Subtitles | الخيانة، الحبّ الضائع والغيرة. |
Ama bana getirdiği tek şey kıskançlık, kıskançlık | Open Subtitles | لكن كل ذلك أكسبني الحسد والغيرة |
İnsanların, eşitsizlik ve eşitsizliğin sonuçları olan sağlık, eğitim, kıskançlık, suç oranları ve bunun gibi konularda nasıl farklı düşünmelerini sağlıyoruz? | TED | كيف نجعل الناس تفكر بطريقة مختلفة حول مسألة عدم المساواة ونتائج عدم المساواة من ناحية الصحة والتعليم والغيرة ومعدل الجرائم... إلى أخره؟ |
Sanırım yalnız, kıskanç ve çıkarcı biri olduğu için. | Open Subtitles | اظنها تبدو امراة ماكرة تشعر بالوحدة والغيرة |
Tutkulu, kederli, kıskanç. | Open Subtitles | أنت تعلم، الشغف وانفطار القلب والغيرة |
Ama bu beni bu kendimi utanmış, kıskanç ve alçak hissetmeme neden oldu. | Open Subtitles | حسنا، إنه... إنه جعلني أشعر، فقط-فقط جعلني اشعر بالخجل والغيرة |