Boyunu abartmak için ağır ceketler ve büyük şapkalar giydi. | TED | كان يرتدي الستر الثقيلة والقبعات الكبيرة لإبراز طول قامته. |
Pastanın üstünde mumlar, komik şapkalar olur, eşeğe kuyruk yapıştırılır, böyle şeyler... | Open Subtitles | كعكة عليها شموع ، والقبعات مضحك ، دبوس على ذيل الحمار ، وأشياء مثل ذلك. |
Kıçımı gördün,deli gibi davrandığımı, gözlük ve şapka taktığımı tuhaf giyindiğimi görmedin! | Open Subtitles | لقد رأيت قفاي وأنت لم ترني أمثل الغباء وألبس الأقداح والقبعات والأزياء الغريبة |
O zamanlar yetişkin adamlar takım elbise ve şapka giyerdi. | Open Subtitles | بذلك الوقت فالرجال يلبسوا البدلات والقبعات |
Bu arada, kızlardan şikayet alıyorum çantaların ve şapkaların kaybolmasıyla ilgili. | Open Subtitles | بالمناسبة لقد حصلت على تقارير بمتعلقات فتيات مثل الحقائب والقبعات قد سُرقت |
Herkes kat kat giyinmiş, şapkalar takmıştı. | Open Subtitles | الجميع كان ملوفيين في أطنان من الملابس والقبعات |
Filmler ve yeni şapkalar. | Open Subtitles | الصور المؤثرة والقبعات الجديدة. |
Ve ayakkabılar, şapkalar, pantolonlar giyerlerdi | Open Subtitles | وسيلبسون الأحذية والقبعات والبنطال |
Şey, bu... bilirsin görünüş sorunu ve başında bir şapka olma şeyi... | Open Subtitles | حسناً، إنهفقط،كماتعلم... مسألة الرؤية منها ... والقبعات هذه |
Flamalarla, şapkaların yanında mahkeme tutanaklarını da dağıtırız | Open Subtitles | يمكننا تسليم نسخ من مستندات المحكمة جنبا إلى جنب مع شعارات والقبعات. |