Böylece hasat zamanı, olgun kapsül açılmış olur ve pamuk buradan çıkar ve bu kısımlarda neler olduğunu görebilirsiniz | Open Subtitles | بحيث عند حصادها، وكبسولات الناضجة مفتوحة، والقطن يترك هنا، ويمكنك ان ترى ما يأتي في الفروع. |
Yeni kolonilerde yetiştirilen ekinler, şeker kamışı, tütün ve pamuk yoğun iş gücüydüydü ve yeni toprakları bütünüyle ekip biçmek için yeteri kadar yerleşimci ya da ödünç işçi yoktu. | TED | المحاصيل التي زرعت في المستعمرات الجديدة مثلقصب السكر والتبغ والقطن كانت تحتاج عمالة كثيرة ولم يكن هناك ما يكفي من المستوطنين أو موظفي الخدمة لزراعة جميع الأراضي الجديدة |
Mısır ve pamuk Kuzey Amerika'ya özgüdür. | Open Subtitles | الذرة والقطن أصلهم أمريكا الشمالية. |