kalemin masadan yere düştüğünü varsayalım kalemi almak için eğiliyorum, ve işte yine yükseklik korkusu. | Open Subtitles | والقلم يسقط من على المكتب إلى الأرض وأنزل لألتقط القلم -وعاد المرض |
kalemin ve kağıdın gelmek üzere. | Open Subtitles | أوراقك والقلم في الطريق |
Claire bilir bunu. Eski usul kalem ve kâğıt adamıdır. | Open Subtitles | تعرف (كلير) هذا إنه تقليديّ يعمل بالورقة والقلم |
kalemi aline alıp kalbe doğru yaklaştırıyor, kalbe dokunuyor, ve yaşayan bir hastanın kalp atışlarını hissedebiliyor. | TED | والقلم يقترب الان من القلب وها هو يضعه على القلب والان اصبح يستشعر دقات قلب مريض على قيد الحياة |
Komiser, benim not defterim ve kalemim, lütfen. | Open Subtitles | مفكرتي والقلم لو تسمح |
Defter ve kalem birbirine onun enerjisi ve yazılı edebiyata olan tutkusu bağlıyor. | Open Subtitles | الكتاب والقلم متصلان خلال طاقته وخلال حبّه للكلمات الكتوبة |
Mürekkep, kağıt ve kalemi siz temin edeceksiniz. | Open Subtitles | سوف تشترى الحبر والاوراق والقلم. |
Sizin kılıçlarınız var, benim ise haberim, kalemim var. | Open Subtitles | نعم انت لديك السيف (يقصد القوه) ولكن انا لدي التقرير, والقلم |
Senin tırnak törpün ve kalem. | Open Subtitles | مبرد الأظافر خاصتك والقلم |
- Bana bir kağıt ve kalem ver. | Open Subtitles | -كارلوس)، أعطني هذا الدَفتَر والقلم) |