"والقليل" - Translation from Arabic to Turkish

    • parça
        
    • ve bir
        
    • birazcık
        
    • çok az
        
    • Biraz da
        
    • daha az
        
    • ve biraz
        
    Az magnezyum, sodyum tuzları bir tutam perklorat, bir parça stronsiyum nitrat Biraz da okus pokus. Open Subtitles القليل من المغنسيوم والبعض من كلوريد الصوديوم والقليل من البيركلورات وبعض نترات السترونتيوم والقليل من البلين.
    Küçük bir ağrı,bir parça keder, sıradan bir acı. Open Subtitles الوخز الصغير والقليل من التقرح والألم العشوائي
    Sadece Karen ve bir kaç önemli danışmanın giriş izni var. Open Subtitles كارين والقليل من المستشاريين لديهم القدرة على النفاذ إلى هذا المكان
    birazcık bağımsız hissedebilmek için ceplerinde fazladan bir kaç kuruş. TED والقليل من المال الإضافي للاستعمال الخاص لكي يشعرن ببعض الاستقلالية.
    Bunu şöyle anlayabiliyoruz: düğmenin yarıçapıyla genişliğini toplayıp çok az pay ekliyorsunuz. TED والطريقة لاكتشاف ذلك هي: قطر الزر بالإضافة لعرضه، والقليل من السهولة.
    Ama bir duyguya kapıldım, kötü ve Biraz da kızgın hissettim. TED لكن انتابني شعور، شعرت بالسوء والقليل من الغضب.
    Üçüncü olarak: Küresel ısınma; dağlarımızın daha çok yağmur, daha az kar alması demek TED ثالثًا: الاحتباس الحراري يعني أن جبالنا تتلقى الكثير من المطر والقليل من الثلج.
    Sadece gözlemle ve biraz araştırmayla sizin ve oğlunuzun bu aileden olduğunuzu anladım. Open Subtitles من خلال المراقبه والقليل من التطفل أدركت أنتِ و أبنك من تلك العشيره
    İçine pırasa koyardı ve... ve bir parça da domuz pastırması. - Mükemmeldi. Open Subtitles إنها تضع عليه الثوم والقليل من اللحم المقدد إنه لذيذ
    Metal parça demir, krom, nikel molibden ve bir miktar karbondan oluşuyormuş. Open Subtitles إذن شظيّة المعدن هو بكيلة مُتشكّل من الحديد، الكروم، النيكل، الموليبدينوم، والقليل فقط من الكربون.
    Bir parça metal, bir kase cıva, bir parça da mantar tıpa. Open Subtitles كقطعة معدن، وعاء به زئبق والقليل من الفلين.
    Onun üniversiteye gidip mühendis olmasını isteriz, ama bağışlarımız sadece temel şeyleri baz alıyor: Çadır ve battaniyeler, yatak ve kap kaçaklar, erzak ve bir miktar ilaç. TED نودّ لو نساعده على الذهاب إلى الجامعة ونساعده ليصبح مهندساً، ولكن الأولوية لتمويلكم يركز على أساسيات الحياة: الخيام والبطانيات والفرش وأدوات المطبخ والحصص الغذائية والقليل من الدواء.
    Mayonezli balık sosu ve bir tutam fesleğen. Open Subtitles صلصة سمك مع المايونيز والقليل من الريحان.
    Biraz kahkaha, biraz gozyası, ve bir cok yanmıs havuctan sonra, birlikte, Bağımlılıgımızla savastım ve kazandım. Open Subtitles بعد القليل من الضحك والقليل من الدموع, وحرق الكثير من الجزر, سوية، هزمنا الادمان وفزنا.
    Daha da sonra, cebir bir , cebir iki konuları, birazcık kalkülüs öncesi. TED الى الاسفل اكثر، تبدأ بالوصول الى الفصل الأول في الجبر، ثم الثاني والقليل من مبادئ التفاضل والتكامل
    İyi haberlerle bitirmeme izin verin, birazcık da kötü olanlarla. TED اسمحوا لي أن أنهي كلامي ببعض الأخبار الجيدة والقليل من الأخبار التي يمكن أن تكون السيئة
    birazcık oynaşma, küçük bir Fransız öpücüğü, birazcık kirli ama fazla çılgınca olmayan şeyler. Open Subtitles القليل من الغزل, والقليل من القبل شيئاً قذر قليلاً ولكن ليس مرعبا
    Bunları nasıl kullanabileceğimiz ve nasıl üretebileceğimiz hakkında çok az bilgi var. TED هنالك بالكاد اي معلومات متوفرة حول كيفية استخدامها, والقليل جدا يقال عن كيفية إنتاجها.
    Artık ışık yayan, bunun yanında çok az ısınan aydınlatıcılarımız var. TED الآن لدينا مصابيح تنتج ضوء والقليل من الحرارة كأمر ثانوي.
    Bir sürü doğal gaz ve Biraz da başlangıç olarak nükleer enerji. TED حسناً، الكثير من الغاز الطبيعي والقليل من الطاقة النووية، كبداية.
    Rekor kırıldıktan sonraki birkaç gün önümüzde güzel yiyecekler, güzel şaraplar ve Biraz da huzur olacak. Open Subtitles وبعد كسر الرقم العالمى ,سيكون هناك عدة ايام من الطعام الجيد والنبيذ المعتق والقليل من الهدوء
    Daha çok Teddy Roosevelts ve daha az Franklin Roosevelts görmek istiyorum. Open Subtitles أريد رؤية المزيد من تيدي روزفلت والقليل من فرانكلين روزفلت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more