Güneş, Ay ve Mars gibi gezegenlerin ise Dünya'nın etrafında döndüğüne inanıyordu | Open Subtitles | وأن الشمس والقمر والكواكب مثل المريخ تدور حول الأرض |
Ay ve okyanus ruhlarını bulmalıyım. | Open Subtitles | ركوا عشيرة الماء تهاجم علي أن أجد روحي المحيط والقمر |
Meşhur dağlar kimse için hareket etmiyor Güneş, Ay ve yıldızlar gökyüzü boyunca uzanıyor. | Open Subtitles | الجبال كما يقول المثل لا تتحرك لأي شخص، والشمس والقمر والنجوم تقوّس عبر السماءِ. |
Yeryüzünde cenneti onların göğüslerinde bulursun ve ay da popolarında parlar. | Open Subtitles | السماء والأرض بدعا على صدورهن والقمر يلمع على جسمهن |
ve Ay'ın ve Ay'ın yansımasının kalbinizde sıkı bir yeri olurdu. | TED | والقمر وانعكاس القمر سوف يكون له مكانة امنة في قلبك |
Dolayısıyla biri diğerini tüketiyor olsa bile, güneş ve ayın bu şekilde bir etkileşim içinde olmaları güzel birşey. | TED | انه لأمر لطيف ..الشمس والقمر معا على هذا الطريق، حتى لو كانت العلاقة فيما بينهم علاقة فريسة ومفترس |
Ay ve güneş, rahibin dansı, şeklini değiştirecek! | Open Subtitles | بواسطة الشمس والقمر تبديل الموقف الاثنين واحد ارقصوا |
O benim için güneş, Ay ve diğer şeyler. | Open Subtitles | إنها الشمس، والقمر وكلّ الأشياء الأخرى بالنسبة لي |
"Güneş,Ay ve yıldızların birleşimi ile, daima muzafferdir." | Open Subtitles | مع الشمس والقمر والنجوم المجيدة ننتصر دائماً |
Güneş gibi yuvarlak, Ay, ve, Elbette, kadının rahim ağzı. | Open Subtitles | إنه دائري كالشمس، والقمر وبالتأكيد عنق رحم المرأة. |
Kulaklarındaki küpeler sanki Ay ve güneş gibi... | Open Subtitles | {\cH92FBFD\3cHFF0000} الأقراط على أذنيها تبدو مثل الشمس والقمر |
Kulaklarındaki küpeler sanki Ay ve güneş gibi... | Open Subtitles | {\cH92FBFD\3cHFF0000} الأقراط على أذنيها تبدو مثل الشمس والقمر |
Saat daha 22.00. Ve ay da korkunç derecede büyük. | Open Subtitles | إنها العاشرة فقط، والقمر كبير جدا |
Güneş de senin, ay da. | Open Subtitles | الشمس ملكك، والقمر لك. |
'Kurt ve Ay'da müthiş olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدتُ انكِ رائعة في "الذئب والقمر" |
Nerede yanlış yaptığımı düşünmem, Dünya ve Ay hakkında düşünme biçimimizi tamamen değiştiren bir keşfe yol açtı. | TED | لكن ما اقترفتُه من خطأ أدى إلى اكتشاف غيّر تمامًا طريقة تفكيرنا بالأرض والقمر. |
Dünya ve Ay aslında tek yumurta ikizleri gibidir. | TED | فالأرض والقمر هما في الحقيقة كالتوائم المتطابقة. |
Bu da Dünya ve Ay'ın aynı materyallerden oluştuğu anlamına geliyor. | TED | مما يعني أن الأرض والقمر يتكونان من نفس العناصر. |
Dünya ve Ay'ın tek yumurta ikizleri olması gerçekten tuhaf. | TED | من الغريب جدًا أن يكون الأرض والقمر توأمين. |
Ve aniden elmayı yere doğru çeken kuvvetin gezegenlerin ve ayın hareketlerini düzenleyen kuvvetle aynı olabileceğini farketti. | TED | وقد أدرك فجأة أن القوى التي سحبت التفاحة إلى أسفل إلى الأرض قد تكون نفس القوى التي تنظم الحركات للكواكب والقمر. |
Değişiyorum, şu an olduğu gibi ve dolunayın bunla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا أتغير مثل هذا الوقت والقمر الكامل ليس لديه ما يفعله حيال ذلك |
Teori Ay ile ilgili birçok şeyi açıklayabiliyor, fakat büyük bir kusuru var: Ay'ın çoğunlukla Mars boyutundaki gezegenden oluştuğunu ve Dünya ile Ay'ın farklı materyallerden oluştuğunu öngörüyor. | TED | يمكن لهذه النظرية تفسير الكثير من الأمور المرتبطة بالقمر، لكن تتخللها ثغرة كبيرة: فهي تتنبأ أن القمر تكوّن تقريبًا وبشكل كلي من كوكب بحجم المريخ، وأن الأرض والقمر تكوّنا من عناصر مختلفة. |
Çünkü ben yıldızları, gökyüzünü, güneşi ve ayı okuyabiliyorum. | Open Subtitles | لأننى أستطيع قراءه النجوم والسماء والشمس والقمر |