Domuzları tutmak zordur ve büyük olanları, insanlardan daha güçlüdür. | Open Subtitles | السيطرة على الحيوانات أكثر صعوبة والكبيرة منها أقوى من الإنسان |
2. Dünya Şavaşı'ndan sonra batıda kerestecilik başladı ve büyük ve yaşlı ağaçlar kesilerek yok edildi. | TED | بعد الحرب العالمية الثانية، بدأ حصاد الأشجار في الغرب وحمالة الخشب أزالت الأشجار القديمة والكبيرة |
Bendeniz küçük ve büyük Savaşaruslar'ı geliştirme ve genişletme konusunda oldukça uzmanımdır. | Open Subtitles | أنا خبير في التحسين وتجهيز ديناصورات القتال الصغيرة والكبيرة |
Bendeniz küçük ve büyük Savaşaruslar'ı geliştirme ve genişletme konusunda oldukça uzmanımdır. | Open Subtitles | أنا خبير في التحسين وتجهيز ديناصورات القتال الصغيرة والكبيرة |
Hızlı ve küçük titreşimler, tiz ve alçak tonlarda ses üretirken, yavaş ve büyük titreşimler derin ve ağır sesler üretir. | TED | الاهتزازات السريعة والصغيرة تنتج نغمات عالية النبرة، هادئة، في حين أن الاهتزازات البطيئة والكبيرة تنتج همهمة عميقة الخوار. |
Ve yenilen dövüşçüyle ilgili hiç unutmadığım bir şey Frazier kadar güçlü ve büyük bir adamın bile ve maçı kazanması daha olası gözüken birinin aniden bir cücenin boyutlarına düşmesiydi. | Open Subtitles | والشيء تذكرت دائما هو أن المقاتلة للضرب ، حتى رجل كصديق القوية والكبيرة كما فرايزر ، وكان يحبذ كثيرا لكسب ذلك ، |
Orta ve büyük beden arasındaki yeni bir beden: Oryük. | Open Subtitles | A حجم الملابس الجديدة بين المتوسطة والكبيرة تسمى مارج. |
Bunun küresel boyutu da IMF'nin 2009'da ekonomik krizin tepe noktasında fazladan 250 milyar dolar sürmesinin nedeni, çünkü küçük ve büyük ülkeleri bir seferde korumak için birlikte küresel bir hareketti. | TED | وتلك الطبيعة العالمية هي السبب، في ذروة الأزمة المالية عام 2009، أصدر صندوق النقد الدولي 250 مليار دولار إضافية -- لأنها قدّمت خدمة كعمل جماعي عالمي والذي ضمن سلامة البلدان الصغيرة والكبيرة في وقتٍ واحد. |
ve büyük. | Open Subtitles | والكبيرة. |