"واللعب" - Translation from Arabic to Turkish

    • oynamak
        
    • oyun
        
    • oynamaya
        
    • oyna
        
    • eğlence
        
    • ve oyunun
        
    • ve hareket
        
    Bu türden bir genç olmanın harika yanları var. Kendinize büyümek ve oynamak için izin verebiliyor ve çocuk olup bir şeyler başarıyorsunuz. TED وثمة أمر رائع يحيط بذلك الشكل من الشباب عندما تسمح لنفسك بالنمو واللعب وأن تكون مزعجا وتنجز أشياء
    Ben de, dışarı çıkıp, onlarla oynamak isterdim. Open Subtitles لم يحدث أذى. أتمنى او كان بإمكاني الخروج واللعب معهم.
    Golfu izlemek çok zor, çünkü oraya gidip oynamak istiyorum. Open Subtitles يا رجل، من الصعب متابعة الغولف، لأنني أريد الخروج هناك واللعب
    Size yaratıcı çözümlerin dünyayı kurtarabileceğini söylemek için buradayım, yaratıcı çözümler ve oyun. TED أنا هنا لأقول لكم أن التصرفات الخلاقة، بإمكانها إنقاذ العالم السلوك الخلاق واللعب
    Babam, bir gün bunalıp kendi sayılarına oynamaya karar veriyor. Open Subtitles ولكنها يوم ما ، كانت ستقرر الخروج واللعب لحسابها الخاص
    Sen de bütün gününü yol arkadaşlarınla geçir, çocuklarla oyun oyna, kusmukları sil, çamaşır yıka, alışveriş yap ve kahrolası yoldaki lanet karı temizle. Open Subtitles ثم تنقل الأطفال للمدرسه . واللعب بالمواعيد التقئ,بالمغسله . ودكاكين البقاله وتأخذُ الكوكاين اللعين في ذلك الطريقُ الخاص
    Çocuklar bir yer hayal ettiğinde, tasarımlarına mutlaka eğlence, oyun ve hareket katarlar. TED عندما يُبدع الأطفال بتصميم فضاء ما، فهم غالبًا ما يدخلون المتعة واللعب والحركة في تصاميمهم.
    Beni oyuncaklarımla oynamak için bile uyuşturuyorsan, bakalım arkasından ne gelecek! Open Subtitles لو تظن أن بامكانك تخديري واللعب بلعبي، فبانتظارك شيء آخر.
    Evsiz barksızlara canlı canlı otopsi yapmak ve hâlâ atan kalpleriyle yakartop oynamak mesela. Open Subtitles تشريح المشردين واللعب بقلوبهم التي لازالت تنبض؟
    Altını değiştirmek, ilk adımları, beyzbol oynamak. Open Subtitles كتغيير الحفاضات ومشاهدة أول خطواته واللعب معه
    Artık saygısızca davranışlar ve kibritlerle oynamak yok. Open Subtitles ولا للمزيد من سوء السلوك. واللعب بالكبريت.
    Sizinle oynamak güzeldi beyler. Open Subtitles كان من الممتع الخروج واللعب معكم يا رفاق
    Hayvanlarla oynamak isteyen başka biri var mı? Open Subtitles ايوجد احد يريد النزول واللعب من الحيوانات؟
    Yani kutusundan çıkarıp oynamak çok daha zevkliydi. Open Subtitles يجب ان أخبركم، كان ممتعا إخراجها واللعب بها
    Klişeleşmiş batılı bakış açısının aksine, Harem, Sultan'ın oyun bahçesi değildi... Open Subtitles على عكس التحريف المقصود من الغرب لم ذلك بغية اللهو واللعب
    Araştırmalara göre eğlence, oyun ve hareket yetişkinlerin de sağlıklı kalmak için ihtiyacı olan şeyler. TED ولكن تظهر الدراسات أن المتعة واللعب والحركة هي تحديدًا ما يحتاجها البالغ أيضًا حتى ينعم بصحة جيدة.
    Ama onunla çalışmaya ve oynamaya başlarsanız belli bir şekilde, ilginç şeyler ortaya çıkabilir ve farklı motifler doğabilir. TED ولكن إذا بدأت بالعمل معها واللعب معها بطريقة معينة، يمكن أن تظهر اشياء مثيرة للاهتمام، ويمكن أن يتم الكشف عن أنماط مختلفة.
    Yani maçlar bittiğinde ve Kızıl Kanatlar başka yerde şey oynamaya gittiğinde... Open Subtitles سلسلة هو أكثر وأجنحة الأحمر مغادرة المدينة للذهاب واللعب أكثر...
    Ne zaman istersen Skrafi ile oynamaya gelebilirsin. Open Subtitles يمكنك المجيء واللعب مع (سكرفي) في أي وقت تريد
    Tatlım, lütfen dışarı çık ve benimle oyna senin arkadaşın. Open Subtitles العسل، يرجى خروج واللعب معي، صديقك.
    Ve bunu sadece eğlenceli olduğu için değil -- gerçekten çok eğlenceli olsa dahi -- ama aynı zamanda araştırmalarımızın tekrar tekrar, eğlence ve oyunun insan hayatı üzerinde çok büyük etkisi olduğunu mesela politik inançları ve sağlıkları üzerinde etkisi olduğunu gösterdiği için yapıyorum. TED وأقوم بذلك ، ليس لمجرد أنه شئ ممتع -- ولكنه في الواقع، ممتع جداً -- ولكن أيضاً لان أبحاثنا أظهرت مراراً وتكراراً أن الترفيه واللعب لديهم تأثير كبير على حياة الناس -- على سبيل المثال، على معتقداتهم السياسية وعلى صحتهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more