Evet, su yosunu ve bademli göz altı kreminizle ilgili şikayette bulunacaktım. | Open Subtitles | نعم، أتصل لتقديم شكوى حول كريم تحت العين بالأعشاب البحرية واللوز |
Ben, fındıklı ve bademli, çikolata ganajlı, ve belki de kahveli tereyağlı. | Open Subtitles | سأحضر كيك البندق واللوز ونقوش الشوكولاتة وربما كريمة زبدة الموكا |
Kullandığın bademli kakao yağı losyonunu sürmesen iyi olur. | Open Subtitles | , شيء اخر انت تنوي أن تترك هذا الغسول بالزبدة الكاكاو واللوز الى تستخدمه |
Karısına selofan kağıt paket içerisinde çikolata kaplı badem gönderin. | Open Subtitles | ارسل لزوجتة فستق مغطاة بالشوكلا واللوز بصندوق مغلف بالسيلفون ، شهية. |
Bu yıl şefimiz sizi acı badem ve kremalı bir Rönesans tatlısının çok eski bir tarifiyle onurlandırmak istiyor. | Open Subtitles | هذه السنة وعلى شرفك قام كبير طباخينا بانتقاء وصفة كعكة عصر النهضة مع الكريمة واللوز المرّ |
Sebzelerden gelen lifler, kırmızı et yerine balık ya da tavuk tüketimi, tüm tahıl ürünleri, ceviz badem gibi tüm çerezler faydalıdır. | TED | الكثير من ألياف الخضروات، الدجاج والسمك بدلاً من اللحم الأحمر، القمح الكامل والمكسرات كالجوز واللوز كل ذلك يبدو نافعاً. |