"والمخدرات" - Translation from Arabic to Turkish

    • uyuşturucu
        
    • uyuşturucuya
        
    • uyuşturucular
        
    • ve uyuşturucuyu
        
    • uyuşturucudan ve
        
    • ve uyuşturucuyla
        
    Silah ve uyuşturucu hareketlerinde çeşit çeşit insanı bir araya getirdik. TED فييما يخص السلاح والمخدرات كليهما، لقد جمعنا مزيجا جميلا من الناس.
    Bu miktar şehrin yasadışı silah ve uyuşturucu ticaretini ikiye katlıyor. TED هذا المبلغ أعلى من مبلغ تجارة الأسلحة والمخدرات في أطلانطا مجتمعة.
    Size borcum olan para, kirli para Çoğunlukla uyuşturucu ve fuhuş'dan geliyor Open Subtitles المال المدين أنا به لك هو قذر يأتي معظمه من الجنس والمخدرات
    Alkol ve uyuşturucuya sadece hafta sonları bulaşıyorum. Open Subtitles الكحول والمخدرات فقط في عطل نهاية الإسبوع
    Şu günler ebeveyn olmak çok zor çeteler ve uyuşturucular varken. Open Subtitles الأبوّة أمر صعب في وقتنا هذا، في ظل وجود العصابات والمخدرات.
    Tanaka kadınları severdi... ve uyuşturucuyu. Karşılığında bana iyi bilgiler verirdi. Open Subtitles توناكا لقد أحب النساء والمخدرات أيضا لأجل هذا قدم لي معلومات جيدة
    Gerçekte ise onu uyuşturucudan ve Madrid'den uzak tutmak içindi. Open Subtitles فى الواقع، أردت أن تكون . خارج مدريد والمخدرات
    Seks, uyuşturucu, rock and roll, Tanrının 600 kuralının hepsi aynı yerde. Open Subtitles الجنس والمخدرات وموسيقى الروك وقواعد الرب الستمئة كلّها هنا في مكانٍ ما
    Sigara içtim, uyuşturucu kullandım. Sigara ya da uyuşturucu sattım. Open Subtitles دخّنتُ، أو تعاطيت المخدرات أو بعت السجائر والمخدرات لأحد ما
    Otobüsün filmi kargo tarama röntgeni ile çekildi. Bu sınırlarda kullanılan bir cihaz. kaçak mal ve uyuşturucu, bomba ve benzer şeyleri kontrol için. TED والحافلة مأخوذة بماسح لأشعة اكس للحمولات التي على ظهر السفن، وهي نوع من الماكينات التي توجد على الحدود، التي تتفقد الأشياء المهرّبة والمخدرات والقنابل.
    Hırsızlık, araba hırsızlığı, uyuşturucu filan davalarına baktığını sanıyorum. Open Subtitles حسناً، أتوقع أنه تولى قضايا السرقة وسرقة السيارات والمخدرات
    Bence, fahişe, uyuşturucu ve porno dolu bir ev öyle değil. Open Subtitles ‏ لم أعتقد أن منزلاً للدعارة... والمخدرات والمواد الإباحية كان كذلك.
    Danışmanınız olarak size uyuşturucu, alkol ve bunların neden kötü olduğunu anlatmak için buradayım. Open Subtitles حسناً باعتباري مستشاركم أنا هنا لإخباركم عن الكحول والمخدرات ولماذا هي سيئة، مفهوم؟
    Nina'yla ilişkini... uyuşturucu meselesini... ve sonunun kötü olacağını. Open Subtitles عنك أنت ونينا والمخدرات وأن هذا الوضع سوف ينتهى إلى حالاً أسوء
    Big Momma uyuşturucu hakkında hiçbir şey bilmez. Open Subtitles ماما الكبيرة لا تعرف شيئاً عن العقاقير والمخدرات
    Benim babam da hapse girmişti orada uyuşturucu ve fuhuşla geçirdi hayatını. Open Subtitles وقاده السجن إلى حياة ملؤها العهر والمخدرات
    Beyler bayanlar önünüzdeki masada görmüş olduklarınız ölüm ve uyuşturucu kültürüne Emniyet'in verdiği cevaptır. Open Subtitles سيداتي وسادتي إنّ ما ترونه على الطاولة أمامكم يمثّل ردّ دائرتنا على ثقافة الموت والمخدرات
    Bir kızın neden bu kadar çok cinsel ilgiye, uyuşturucuya ve içkiye ihtiyaç duyduğunu da sormanız gerek. Open Subtitles لا بد في مكان ما، أن نسأل لم قد تريد فتاة شابة هذا القدر من الاهتمام الجنسي والمخدرات والكحول.
    Seks, uyuşturucular ve rock'n'roll hakkında düşünmeyi severim. Benim hayatım bu. Open Subtitles أحب أن أفكر فقط فى الجنس والمخدرات وموسيقى الروك آند رول.هذه هي حياتي.
    Gerçekten bu kadar parayı ve uyuşturucuyu tesadüfen mi buldunuz sanıyorsunuz? Open Subtitles هل ظننتما حقًا أنكما عثرتما على هذه النقود والمخدرات فحسب؟
    Yaz aşklarıyla, seksle ve uyuşturucuyla ve diğer her şeyle baş etmek zorunda olanlar. TED كان عليهم أن يتعاملوا مع صيف الحب والجنس والمخدرات وكل هذه الأمور.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more