"والمساواة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve eşitlik
        
    • ve eşit
        
    • eşitlik ve
        
    • eşitliği
        
    • ve eşitliğe
        
    Herkesin arkasına sığınabileceği temel adalet ve eşitlik sorunları olarak görülür. TED سيُنظر إليها كقضايا أساسية للعدل والمساواة التي يمكن أن يدعمها أي شخص.
    Bu deneyim pek çok soruya neden oldu aralarında ırk ve eşitlik ile ilgili, ve fırsatların ve seçeneklerin bizim ülkemizde kimlere sunulduğu ile ilgili sorular da vardı. TED أثارت هذه التجربة الكثير من الأسئلة، بينها أسئلة حول العرق والمساواة ولمن في بلدنا تتاح الفرص والخيارات.
    O zamanlarda bile ağabeyim herkese adil ve eşit davranılmasını isterdi. Open Subtitles حتى هذا الوقت ، أراد أخى ان يعامل الجميع بالعدل والمساواة
    İnsanlar çok özgür ve eşit olduğunda, hâlâ insan olabilecekler mi? Open Subtitles ,عندما يكون الرجال في قمة الحرية والمساواة هل سيبقون رجالاً ؟
    Rus ressam Ilya Repin'in bir keresinde söylediği gibi: “Dünyadaki hiçbir insan özgürlük, eşitlik ve kardeşliği bu kadar derinden tutamaz.” TED وعلى حد قول لرسام الروسي إيليا رابين: "ليس في هذا العالم قومٌ تمسكوا بعمق بالحرية والمساواة والإخاء".
    Kapsayıcılık, azınlıklara karşı şiddet ve ayrım gibi konuları içeriyor, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumda LGBT katılımı vb... TED الشمولية تبحث في أمورٍ مثل العنف والتمييز ضد الأقليات والمساواة بين الجنسين والمثلية الجنسية وغيرها.
    Dolayısıyla, tabii ki insan haklarına, adalet ve eşitliğe ilgi duymak ve dirseklerime güvenmek zorundaydım! TED ولذلك بطبيعة الحال كان علي أن أهتم بحقوق الإنسان، والمساواة والعدالة، واستخدام المرفقين!
    Tanrı hakkında hepimiz eşitiz ve birbirimize iyi davranmalıyız, şefkat, adalet ve eşitlik ile davranmalıyız. Open Subtitles وأننا جميعا فى مركب واحد أمام الله وأننا يجب أن نعامل بعضنا البعض جيدا بالرحمة والعطف والعدالة والمساواة
    Güney Afrika'da tüm ırklar, özgürlük ve eşitlik bayrağını dalgalandırdılar. Open Subtitles رفرف علم الحرية والمساواة بين جميع الأعراق في أرجاء جنوب إفريقيا
    Adalet ve eşitlik düşmanları, kadınsı kükrememi duyun. Open Subtitles الأنصاف مع الأعداء والمساواة أسمعوا أزير صوتي الأنثوي
    İnsanların dik durduğu, özgürlük ve eşitlik istediği bir çağ. Open Subtitles عصر وقف الناس به شامخين مطالبين بالحرية والمساواة
    Tarihte ilk defa özgürlük ve eşitlik bir politik sistemin temeli olarak ileri sürülmüştür. Open Subtitles .. ولأول مرة بالتاريخ اعتُبرت الحرية والمساواة كأساس لنظام سياسي
    Senden arkadaşlığımızın güven ve eşitlik üzerine kurulmuş gerçek bir, arkadaşlık olduğunu kanıtlamanı istiyorum. Open Subtitles أريد منك أن تُثبت أن صداقتنا هى صداقة حقيقية مبنية على الثقة والمساواة
    Benim nesilimdeki kadınlar, çalışabilme ve eşit ücret alabilme hakları için savaştılar. TED لقد خاض جيلي من النساء معارك من أجل حق العمل والمساواة في الأجور.
    Özgür ve eşit insanların bir arada yaşaması... Open Subtitles وأن التعـايش بينهم يتم وفق الحرية والمساواة
    Her inanca adil ve eşit davranmakla ilgili, sadece seninkine değil. Open Subtitles انه عن العدالة والمساواة في المعتقدات ليس فقط معتقداتك
    Buna rağmen özel mülklerin halk kullanımı için en iyi ve eşit şekilde kamulaştırılması konusunda mevcut idare, halkın kindar ve bazen de sert direnciyle karşı karşıya geliyor. Open Subtitles حتى الآن ، في مجال الملكية" "الخاصة للاستخدام العام "طبقاً للأعراف والمساواة" "ليعم النفع الأعظم لأكبر عدد"
    Fransa... özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin ülkesi. Open Subtitles فرنسا ... أرض الحرية، والمساواة والإخاء
    Liberallik, eşitlik ve kardeşlik. Open Subtitles الحرية والمساواة والإخاء.
    hatta bir çok müslüman inanıyor ki, hatta çoğunluk, biraz daha ileri giderek söyleyebilirim ki Suudi Arabistan'daki bir çok müslümanda inanıyorki, islam'ın temel değerleri yani, Allah'ın hakimiyetinin kabullenilmesi ve Allah'ın önünde, insanların eşitliği hürriyet, eşitlik, ve özgür politik tercihler ile uyumludur. TED أنا هنا لأخبركم، بأن الكثير من المسلمين يعتقدون-- الأغلبية العظمى، في الحقيقة-- حقيقة أعتقد أن بوسعي القول بأن الكثير من المسلمين في السعودية يعتقدون بأن جوهر الإسلام، تحديدا، الإعتراف بالعبودية لله ومساواة البشر أمام الله، نفسها تتوافق مع الحرية والمساواة وحرية الاختيار السياسي.
    Bu insan haklarıyla ilgili, cinsiyet eşitliği ile ilgili. TED إنها حقوق الإنسان، والمساواة بين الجنسين.
    Ama tarihin bu kritik noktasında, özgürlük ve adalete, haysiyet ve eşitliğe, gizlilik ve özerkliğe özel yaşamlarımızda, cinsel yaşamlarımızda demir atmazsak, günlük hayatta elde etmemiz çok daha zor olacaktır. TED ولكن في هذه اللحظة الحرجة من التاريخ, إذا لم نرسّخ الحرية والعدالة , الكرامة والمساواة , الخصوصية والاستقلالية في حياتنا الشخصية و في حياتنا الجنسية , سنجد أنه من الصعب جداً تحيقها في الحياة العامة .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more