"والمنزل" - Translation from Arabic to Turkish

    • evin
        
    • ev
        
    • evi
        
    • evle
        
    • eve ve
        
    evin bodrumundaki uyuşturucu laboratuarı hala duruyor. Open Subtitles مختبر منهجيات في الطابق السفلي والمنزل لا يزال قائماً
    Gözleri her şeyin üstünde. Benim, bu evin. Open Subtitles إنهم يراقبون كل شيء, يراقبونني أنا والمنزل
    İkinci inşa edilen ev iki numara. TED والمنزل الثاني الذي تم بناؤه هو المنزل رقم اثنين.
    Annem, ev bu haldeyken misafir çağırmama çok kızdı. Open Subtitles انزعجت أمي جدا عندما علمت أنني سأدع شخصا يراه هكذا والمنزل بهذا الشكل
    Bak, herşeyi alabilirsin... Arabayı, evi, umrumda değil. Open Subtitles أسمعيني،يمكنك أن تأخذي كل شيء السيارات والمنزل..
    Telefon kayıtları, evle dükkan arasında birçok aramanın yapıldığını gösteriyor. Open Subtitles أظهرت سجلات الهاتف حصول الكثير من المكالمات بين المتجر والمنزل
    Kocaya, eve ve parasını karşılayamadığım arabaya. Open Subtitles الزوج والمنزل والسيارة لا يمكننا تحملها
    Epey bir süredir orada kimse dokunmamış, ve evin kötü geçmişi var. Open Subtitles لقد ظلت فترة طويلة دون أن يلمسها شخص والمنزل لديه تاريخ
    Adam umutsuz durumda. evin değeri en aşağı 100.000 dolardır. Open Subtitles الرجل يائس والمنزل يساوي على الأقل مئة
    Bu artık eski bir anı, ama evin durumu iyi. Open Subtitles أنها ذكرى بعيده الأن والمنزل بحاله جيده
    evin güzel meyve bahçesi varmış ve ağaçlar her yıl... Open Subtitles والمنزل كان به حقل وبستان وكلسنةالاشجار...
    Şayet, sen ve evin ilerleme gösterebilseydiniz şimdi bunları yapıyor olmazdım, demek istediğim en son ne zaman buralarda bir şeyleri değiştirdin? Open Subtitles لست مضطرة إلى القيام بأي من هذا لو لم تكن أنت والمنزل بحاجة إلى اصلاحات أعني ، جدياً ، متى كانت آخر مرة فعلت شيئاً لإصلاح هذا المكان ؟
    Sadece bir kaç hatıra ve çocukluğunu yaşadığı bir ev. Open Subtitles القليل من الذكريات والمنزل الذي عاش فيه طفولته
    Çocuklar uyudu, ev sessiz. Bu çok değerli bir zaman. Open Subtitles لقد نام الأطفال, والمنزل هادىء انه وقت الرفاهية
    Bundan sonra sadece çocuklarla ve ev işleriyle uğraşmayacaksın. Open Subtitles لن تكرس نفسك ثانية لخدمة الاطفال والمنزل.
    Harcamaları dengeli, evi tertemiz. Open Subtitles الحساب البنكيّ فارغ، والمنزل في غاية النظافة
    Araziyi bir şirket, evi de Londralılar satın aldı. Open Subtitles الأرض دفعت إلى جمعية، والمنزل بيع إلى أناس من لندن.
    Sigarası elindeyken sızıp, bütün evi yaktığını hayal ederdim. Open Subtitles كنتُ اتخيل أن يقضي أجله بأحدى بطشات يده العشوائية والمنزل يحترق
    Kısacası, bu ev ve Montauk'taki evle birlikte dedemin himayesinde bulunan marka ve hisseleri de hesaba katarsak kalan servetle küçük bir ülkeyi yaşatacak kadar paraya sahibim. Open Subtitles بلإضافة لهذا العقار والمنزل في مونتيوك والسندات والأسهم المملوكة من قبل جدي
    Yani sadece görsel gelişime değil, programın kendisine de kafa yoruyorduk, bir evle diğeri veya bir komşu ile bir diğeri arasında kurulabilecek bağlantıları da düşünüyorduk. TED لذا فلم نكن نفكر بشأن التطوير فحسب، بل كنا نفكر بشأن البرنامج، نفكر بشأن نوع التواصل الذي من الممكن حدوثه بين المنزل والمنزل الآخر، بين الجار والجار الآخر.
    Gazetede resmini gördüm... evle beraber olanı. Open Subtitles رأيت صورتك في ورقة ، واحد معك والمنزل.
    Bu eve ve araziye sahip olmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تأخذ الأرض والمنزل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more