İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. | TED | بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة. |
Bizler hayatlarımızı hakikat, görev onur ve dürüstlük prensipleriyle yaşarız. | Open Subtitles | نعيش حياتنا بناءً على الحقيقة الواجب, الشرف والنزاهة |
Vefatından sonra, onun adına bir vakıf kurduk, tam da bunu yapmak üzere; gençler ve çocuklarla çalışmak, karakter ve kişisel liderlik inşa etmeye başlamak, maksat ve dürüstlük aşılamak için. | TED | ومنذ وفاتها، أنشأنا مؤسسة باسمها لفعل هذا تماماً لكن لكي نعمل مع الشباب والأطفال لنبدأ بناء شخصية وقيادة، لإلهام الغرض والنزاهة. |
Washington Oteli 16.30 ...asla rozetime, dürüstlüğüme, şahsıma ve halkın güvenine ihanet etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا يخون شارة والنزاهة والطابع والثقة العامة. |
Asla rozetime, dürüstlüğüme, şahsıma ve halkın güvenine ihanet etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا يخون شارة والنزاهة والطابع والثقة العامة. |
Gençti ve gözleri parlıyordu umut ve dürüstlükle doluydu. | Open Subtitles | كان شابا ومشرق العينين مفعما بالأمل والنزاهة |
O tutku ve dürüstlükle dolup taşan özel bir ruh. | Open Subtitles | إنه روح مميزة. تفيض بالعاطفة والنزاهة |
Belirlenmiş yasalara göre.. ...Hindistan'ın egemenliğini ve bütünlüğünü muhafaza edeceğim. | Open Subtitles | كما أنشئت بموجب القانون. كما أنشئت بموجب القانون. بأنني سوف إعلاء سيادة والنزاهة في الهند. |
...Hindistan'ın egemenliğini ve bütünlüğünü muhafaza edeceğim. | Open Subtitles | بأنني سوف إعلاء سيادة والنزاهة في الهند. |
Şey, bu ve cesaret, ve dürüstlük. | Open Subtitles | حسناً، بالإضافة إلى الشجاعة والنزاهة |
Cesaret ve dürüstlük. | Open Subtitles | الشجاعة والنزاهة. |
Seattle halkı beni bilgelik ve dürüstlük sembolü olarak görüyor. | Open Subtitles | (يعتمد عليّ شعب (سياتل بصفتي رمزاً للحكمة والنزاهة |
Doğruluk ve dürüstlük abidesi olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | يا له من نموذج للصدق والنزاهة |