Şapka, gözlük, baston, palto. | Open Subtitles | نحن زيفناها, القبعة والنظارات العصا, والمعطف |
Siyah perukla gözlük olayı nedir? | Open Subtitles | ما سر تلك الباروكة والنظارات السوداء؟ لا أفهم ذلك. |
Yani diyorsun ki, iş süveter ve gözlük biraz fazla mı olmuş? | Open Subtitles | إذًا أتقولين أن العمل والكنزة والنظارات أمر مبالغ فيه؟ |
Carlotta Adams'ın kardeşine yazdığı mektubu ve çantasındaki kelebek gözlüğü düşünüyorum. | Open Subtitles | وأفكر برسالة (كارلوتا آدامز) إلى أختها والنظارات التي وجدناها في حقيبتها |
O aptal takımları giydikleri... sahte gözlükleri taktıkları ve evrak çantası taşıdıkları için sana öyle geliyor. | Open Subtitles | أعتقد هذا لأنهن يرتدين البدلات الرسمية والنظارات الغبية المزيفة ويحملن الحقاىب |
Kıyafetler ve gözlük tam da bunun için. | Open Subtitles | هذا هو المغزى من الملابس والنظارات |
Şapka ve gözlük. | Open Subtitles | القبعة والنظارات. |
Onu da, gözlüğü de alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول عليها , والنظارات |
Onu da, gözlüğü de alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أخذها، والنظارات أيضاً. |
Sigara ve güneş gözlüğü. | Open Subtitles | التدخين والنظارات الشمسية. |
Evet, güneş gözlükleri çok ama çok havalıdır. | Open Subtitles | نعم , والنظارات الشمسية هي , أم , حقا , حقا باردة. |
Ayrıca gözlükleri son giyen eleman pizza yemiş gibi kokuyor. | Open Subtitles | والنظارات يبدو أن آخر من ارتداها أكل البيتزا |
Dişleri uyuyor, gözlükleri var. | Open Subtitles | لديه الأسنان والنظارات |