Hepimizin yeniden dirilip yaşayabileceği fikri ise oldukça yaygın bir inanış, yalnızca Hristiyanlarda değil, Yahudiler ve Müslümanlarda da. | TED | وفكرة أننا جميعًا سنبعث إلى الحياة مرة أخرى. هو إعتقاد تقليدي ليس فقط للمسيحين لكن أيضًا للمسلمين واليهود. |
Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar ya da voodoo büyücüleri sizin için geliyordur. | TED | المسيحيون واليهود والمسلمون، كهنة الشعوذة سوف يأتون من أجلكم. |
Ta ki İtalyanlar ve Yahudiler gelip devralana kadar. | Open Subtitles | حتى أتوا الإيطاليين واليهود وأستولوا على كل شيء |
O, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudilerin köklerini dayandırdıkları atalarıdır. | Open Subtitles | التى تأخذهم الى أثر خطى إبراهيم الأمام القديم والذى يتتبع المسلمون والمسيحيون واليهود |
liberalleri, siyahları ve Yahudileri davet edin. | Open Subtitles | نريد أن يكون لدينا محاضرات ندعوا فيها السود واليهود والتحرريون |
İrlandalı, Yahudi ve İtalyanların beyaz olması biraz zaman aldı. | TED | لقد استغرق زمنًا قبل أن يصبح الإرلنديون واليهود والإيطاليون بيضًا. |
Aşağı ırka, Slavlara ve Yahudilere karşı verilen savaş. | Open Subtitles | أنها حرب ضد كائنات دون البشر حرب ضد السلاف واليهود |
Türklerle, Danlarla, Yahudilerle ve ırkçılarla olan arkadaşlığım beni kendi ön yargılarıma karşı adeta aşıladı. | TED | ولكن صداقتي مع الأتراك، والدنماركيين واليهود والعنصريين حصنتني ضد تحيزاتي المسبقة عن الأخرين. |
Fransa'nın, yabancılardan ve Yahudiler'den temizlenmesinde bize yardım edin. | Open Subtitles | يجب أن تساعدونا في تخليص فرنسا من الأجانب واليهود |
# Dinleyin beni, sizi Komünistler, Zenciler ve Yahudiler # | Open Subtitles | والآن اسمعوني أيها الشيوعيون والزنوج واليهود |
Kardeşimin omzuna gelecek kadar büyüdüğümde Araplarla Yahudiler bile benden korkacak. | Open Subtitles | وحتى العرب واليهود وسوف الخوف لي، طويل القامة جداً وسوف أكون على أكتاف يا أخي. |
Seçilen komünistler ve Yahudiler Alman ordusu doğuya yayıldıkça katlediliyordu. | Open Subtitles | قتل الشيوعيين واليهود بينما يتقدّم الجيش الألماني شرقاً |
Bize para veriyorsunuz... ve Hitler yüzünde vicdan azabı duyuyorsunuz ve Yahudiler de bundan faydalanıyorlar. | Open Subtitles | انتم تعطونا المال,و لكنم تشعرون بالذنب بسبب افعال هتلر واليهود يشعرون بهذا الذنب |
Artık Alman vahşeti aleni olarak uygulanıyordu ve Danimarkalı Yahudiler büyük risk altındaydılar. | Open Subtitles | الآن الوحشية ألألمانية مُورست علانيّة واليهود الدانماركيون كانوا فى خطر كبير |
Sana söyleyeyim Yunanlılar ve Yahudiler ikisi de aynı vahşi doktrine göre yaşarlar. | Open Subtitles | دعونى أخبركم اليونانيون واليهود كلاهما يعيش على نفس المذهب الشرير |
Ama gel gelelim zenciler ve Yahudiler Çin yemeklerine bayılır. Gel de anla. | Open Subtitles | لكن السود واليهود يحبون الطعام الصيني فهمت |
Devlerin mücadelesinde arada kalan Lehlerin, Ukraynalıların, Hırvatların ve Yahudilerin, ne devlet olma fikirleri ne de kendilerini savunma araçları vardı. | Open Subtitles | وبين هؤلاء العمالقة المتصادمين حُوصر الأوكرانيين والليتوانيين والكرواتيين واليهود دون أن يكون لديهم دولة ولا صوت.. ودون وسيلة للدفاع عن أنفسهم. |
Anti-semitizm ile beyinleri yıkanmış Naziler, Slavların, Yahudilerin ve komünizmin bir arada bulunmasının özellikle tehlikeli olduğuna inanmışlardı. | Open Subtitles | النازيون ، مارسوا اللا سامية إعتقدوا أن تجّمُع السلافيين واليهود والشيوعيين كان خطراً جداً |
Rakiplerimiz dedi ki Hristiyanları, Yahudileri ve Müslümanları bir arada toplayamazsınız. | Open Subtitles | ... خصومنا صرحوا بوقاحة اننا لن نستطع توحيد .. المسيحين واليهود والمسلمين معـا في وحدة تضامـن |
Bekliyoruz ibneleri, zencileri, kızılları ve Yahudileri... | Open Subtitles | منتظرين للمثلين والعبيد والحمر واليهود |
Katolik ve Yahudi cemaatinin karaoke yapabileceği bir mekâna dönüştürmekti. | Open Subtitles | إلى قاعة مركزية مشتركة بين الكاثوليك واليهود لتقديم موسيقى مسجلة |
Burada yaşayan Yunan ve Yahudilere göreyse, sessiz sakin mahalleleri bir gecede | Open Subtitles | . إلى الإغريق واليهود الذين يعيشون هناك .تبدو و كأنها تخطت الليل هناك . حي هادء قليلاً |
Bir de etrafım katiller, çocuk tacizcileri ve Yahudilerle sarılı. | Open Subtitles | مع أنني محاط بالقتلة والمتحرشين بالأطفال واليهود |