"وايفرايدر" - Translation from Arabic to Turkish

    • Dalgagüdücü
        
    Affedersin de, 2016'dan Dalgagüdücü'yü görmek ve zamanda yolculuk edebilmek için kaçtım. Open Subtitles عذرًا، هربت من عام 2016 لأرى (وايفرايدر) وليتسنى لي السفر زمنيًا. -و؟
    Neyse ki Dalgagüdücü'de kablolu tv var. Open Subtitles من الجيد أن سفينة "وايفرايدر" فيها القنوات المدفوعة
    Hayır, Dalgagüdücü Savage'ın son saldırısında ciddi hasar gördü. Open Subtitles كلّا، (وايفرايدر) تضررت بجسامة إثر هجوم (سافدج) الأخير
    Gideon bile. Dalgagüdücü dayanacak. Söz veriyorum. Open Subtitles ولا حتّى (غيديون)، (وايفرايدر) ستصمد، أعدك
    Yaptırdığın tüm işlerle bana Dalgagüdücü'yü öğretiyordun. Open Subtitles كل ما جعلتني أعمله، كنت تعلمني عن (وايفرايدر).
    - Dalgagüdücü'de onların gemilerinden biri yok mu? Open Subtitles ألا نملك إحدى سفنهم على متن (وايفرايدر
    Nate ve Amaya'yı Dalgagüdücü'ye sahip çıksınlar diye gemide bıraktık. Çaylaklar. Open Subtitles (نيت) و(أمايا) يحرسان (وايفرايدر) إنهما المنضمان الجديدان
    Dalgagüdücü'deki gizli bir odada. Open Subtitles وجدناه بداخل غرفة سرية بسفينة (وايفرايدر)
    Kusura bakma Jefferson, senin Dalgagüdücü'ye dönmen gerek. Open Subtitles آسف يا (جيفرسون) عليك العودة لـ (وايفرايدر).
    Lily'nin Dalgagüdücü'de bulunması zamansal sorunlar yaratacak olsaydı eminim ki Gideon bunu tespit ederdi. Open Subtitles لو تسبب وجود (ليلي) على متن (وايفرايدر) أي مشاكل زمنية فأوقن أن (غيديون) كانت سترصدها.
    Eğer burası Dalgagüdücü ise belki onu güvertede bulabiliriz. Open Subtitles طالما هذه (وايفرايدر) فربما نجده في غرفة القيادة. أجل.
    Dalgagüdücü'yü bir nükleer bombanın önüne attın ve patlamayı absorbe etti. Open Subtitles إذ وضعت (وايفرايدر) في مهبّ قنبلة نووية وقد امتصّت الانفجار.
    Dalgagüdücü ağır hasar aldı Doktor Palmer. Open Subtitles (وايفرايدر) تعرضت لضرر جسيم يا د. (بالمر).
    Gizlice Dalgagüdücü'ye bindiğinde, seni zaman çizgisinden çıkarmış olduk. Open Subtitles عندما صعدت على متن (وايفرايدر)، سحبناك من الخط الزمني.
    Kesişme başarılı olmuş olabilir ama Dalgagüdücü yedek güçle çalışıyor. Open Subtitles قد يكون نجح الاعتراض ولكن... ولكن (وايفرايدر) تستخدم الطاقة الاحتياطية.
    Dalgagüdücü, Dünya'ya girmek için yerçekiminin eylemsizliğinden faydalanıyor. Ne var? Open Subtitles تستخدم (وايفرايدر) القصور الذاتي للجاذبية للعودة إلى الأرض.
    Dalgagüdücü mürettebatı, artık Kader Mızrağı'nın son parçasının sahibi biziz. Open Subtitles يا طاقم (وايفرايدر)، نتشرف الآن بكوننا مالكي القطعة الأخيرة لرمح القدر.
    Bir çeşit hangarda olmalıyız. Dalgagüdücü'nün sığacağı kadar büyük olmalı. Open Subtitles حتمًا نحن فيما يشبه حظيرة طائرات من ضخامة بحيث تستوعب (وايفرايدر).
    İşte o yüzden siz üçünüz diğer sizler kilisedeyken gizlice Dalgagüdücü'ye gireceksiniz. Open Subtitles ولهذا سينسل ثلاثتكم لـ (وايفرايدر) الأخرى بينما شخصياتكم الماضية في الكنيسة.
    Diğer Dalgagüdücü'ye kadar varsanız yeter. Open Subtitles -ليس عليكم سوى الخروج بنجاح بقدر (وايفرايدر) الأخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more