"وبدأت أفكر" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünmeye başladım
        
    buna uygun. düşünmeye başladım, acaba neden açmadım? TED لهذا الصندوق. وبدأت أفكر ، لماذا لم أفتحه؟
    ben bunu kitap formunda nasıl iletebileceğimi düşünmeye başladım TED وبدأت أفكر كيف يمكن أن أوصل هذا في شكل كتاب.
    Bunun neden işe yaramadığını görmeye başladım Uyuşturucuyla şavas mantığını özel hayatlarımıza ithal etmekten farkı olmadığını düşünmeye başladım. TED بدأت التفكير والنظر لماذا لم تنجح تلك المنهجية، وبدأت أفكر أن هذا مشابه لإدخال منطق حرب المخدرات في حياتنا الخاصة.
    Ben de düşünmeye başladım, belki de içimdeki o küçük sese kapa çeneni deme vakti gelmişti ve kendim olmamın. TED وبدأت أفكر بأن الوقت قد حان لإجبار ذاك الصوت في رأسي على الصمت وأن أكون على حقيقتي.
    Bir şeyleri değiştirdiğimi hissettim. Ve ve, burada hastalarıma aynı dikkati vermediğimi düşünmeye başladım. Open Subtitles وبدأت أفكر أن هنا لا أعطي مرضايَ الكمية الصحيحة من الإنتباه
    Yürüyüp giderken düşünmeye başladım, dünyada kaç tane şirin, akıllı, bekar sigara içen erkek kaldı? Open Subtitles ومشيت بعيدا، وبدأت أفكر: كم لطيف، وذكية، والمدخنين واحد هناك اليسار في العالم؟
    Ve düşünmeye başladım. Neden günahkâr bir zevk olmak zorunda? Open Subtitles وبدأت أفكر, لماذا يجب أن تكون متعةً مُحرمة؟
    Hasarı görmeye gelmiştim ve bizi düşünmeye başladım, ne kadar aptal olduğumu fark ettim. Open Subtitles حسناً اتيت لأرى مدى الضرر وبدأت أفكر بشأننا كم كنت أحمق
    Baktığı diğer erkekleri düşünmeye başladım. Open Subtitles وبدأت أفكر بشبّان آخرين رأيتها تنظر إليهم
    O Şikago Hastanesi olayından sonra onu düşünmeye başladım. Open Subtitles وبعد الحادث شيكاغو ميد، بشكل جيد، وبدأت أفكر عنه،
    Yeniden düşünmeye başladım. TED وبدأت أفكر في الأمر مرةً أخرى.
    Sonra "Lost" ve diğer yaptığımız şeyler hakkında düşünmeye başladım, ve farkettim ki, Aman Tanrım! Yaptığım her işte gizemli kutular var! TED وبدأت أفكر في " 'مسلسل لوست،' والاشياء التي نقوم بها ، وأنا أدرك ، يا إلهي ، يبدو أن صناديق الغموض في كل عمل أقوم به!
    Bu projeden vazgeçmem gerektiğini düşünmeye başladım. TED وبدأت أفكر أن علي ترك هذا المشروع.
    Ve belki de Kurt'le birbirimiz için yaratılmadığımızı düşünmeye başladım. Open Subtitles وبدأت أفكر أنه ربّما .كورت) وأنا ربّما لم نكن لبعضنا)
    Yavaş yavaş hayat normale döndü ve geleceği düşünmeye başladım, bir yıl sonra nerede olacağımızı falan. Open Subtitles لكن بشكل بطيء، عادت الحياة لمجراها الطبيعي و... وبدأت أفكر بالمستقبل و... أين سنكون بعد سنة
    Eşdeğer İngilizce cümlelerden çok daha karmaşık ama çok daha etkili olan FreeSpeech cümlelerini kurabiliyorlardı. Durumun neden böyle olduğu üzerinde düşünmeye başladım. TED كان بمقدرة الأطفال إنشاء جمل في FreeSpeech وتلك الجمل كانت أكثر تعقيدًا ولكن أقوى في معناها عن تلك الجمل المكافئة لها في اللغة الإنجليزية، وبدأت أفكر في ما قد يكون السبب.
    Bunun, sen ve Myron'a karşı haksızlık olduğunu düşünmeye başladım. Open Subtitles ضميري يؤنبني وبدأت أفكر في... -أن ذلك قاسي بحقكِ وبحقِ "مايرون"
    Babam hakkında düşünmeye başladım ve onun güçsüzlüğe karşı tutumunu. Open Subtitles ... وبدأت أفكر في أبي و في أسلوبه ... .
    Sonra seni ve seni neden sevdiğimi düşünmeye başladım. Open Subtitles وبدأت أفكر فيك وما أحب عنك.
    Los Angeles Tenis Kulübü'nde hayal kuruyordum ve sporumla, ne kadar küçük olduğuyla ilgili düşünmeye başladım; ancak oynayan herkesin beyaz ayakkabılar, beyaz giysiler giyip, beyaz toplarla oynadıklarını da -- oynayan herkes beyazdı. TED فكانت تتملكني أحلام اليقظة في نادي لوس أنجلوس للتنس وبدأت أفكر بشأن رياضتي و كم كان مجالها ضيقا ومحدودا، و لكن أيضا كيف أن الجميع كانوا يرتدون أحذية وملابس بيضاء يلعبون بكرات بيضاء-- كان الجميع محاطا بالأبيض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more