Bütün bunların hepsini çabucak ve sistematik olarak öğrenmek istiyorduk. | TED | أردنا أن نجعلها ممكنة لنعرف عن جميعها سريعًا وبشكلٍ منظم. |
Güzel, çünkü onsuz yapabileceğim şeyler de var, hem de olağanüstü olarak. | Open Subtitles | ممتاز، لأنّه هنالك الكثير من الأمور التي يمكنني فعلها بدونه وبشكلٍ استثنائي |
Onun algoritması bu rotobotlara temel olarak üçgen şeklindeki elemanlardan kübik yapıları nasıl bağımsız olarak inşa edeceğini söylüyor olmasıdır. | TED | وطريقته تعتمد في جعل الروبوتات تبني وبشكلٍ ذاتي التحكم أبنيةً مُكعبةَ الشكل من أشياء تُشابه الحِزَم. |
Sonuç olarak da bazı hekimler hastaları için doğru olduğunu düşündükleri seçimleri yapmakta özgür olmadıklarını söylüyorlar. | TED | وبشكلٍ نهائي، سيقول بعض الأطباء اليوم بأنه ليس لديهم كامل الحرية لعمل الخيارات التي يعتقدون بأنها المناسبة لمرضاهم. |
Sol beyin genellikle dilin ve sonuç olarak okumanın sorumluluğunu alır. Sağ ise konumsal aktiviteleri idare eder. | TED | النصف الأيسر مسؤول بشكل عام عن اللغة وبشكلٍ أساسي، عن القراءة بينما يتعامل النصف الأيمن مع الأنشطة المكانيَّة. |
Ama bazı insanlar doğal olarak diğerlerine göre daha duygusal tepkiler verirler. | Open Subtitles | لكن بعض الناس يملكون وبشكلٍ طبيعي استجاباتٍ للمشاعر زائدة عن الآخرين |
Ama şimdi o yalnız. Kalıcı olarak yalnız. | Open Subtitles | والأن أصبح وحيداً، وحيداً للأبد وبشكلٍ نهائي |
12 yıl önce aldattığın eski karını, sıhhi olarak C sınıfı bir akşam yemeğinde bir şekilde geri kazandın. | Open Subtitles | أنت تواعد زوجتك السابقة التي خُنتها منذ 12 عامًا وبشكلٍ ما استطعت التودّد إليها لتعود إليك في مطعم درجة ثالثة |
Yerel sivrisineklerde bulunan bir parazit vasıtasıyla yayılan sıtma hızlıca yayılmak ve kan dolaşımını bozmak için kuluçka olarak alyuvar hücrelerini kullanır. | TED | والذي ينتشر بواسطة متطفل يوجد في نوع من أنواع البعوض المحليّ، تستخدم الملاريا كريّات الدمّ الحمراء كحاضنات لتنتشر بسرعة وبشكلٍ قاتلٍ في الدمّ. |
Bu resmî olarak yediğim en pahalı yemekti. | Open Subtitles | هذه وبشكلٍ رسمي تعتبر أغلى وجبة - قد أكلتها .. |
- Ortağın nasıl? - Daha keskin. Hindistan resmi olarak müttefikimiz. | Open Subtitles | حسناً, بشكلٍ رسميًّ, تعتبرُ الهند" حليفةً لنا, وبشكلٍ غيرُ رسميٍّ" |
Bu yaygın aktivite, kannabinoid sisteminin dolaylı olarak birçok sistemi etkilediği gerçeğiyle birleştiğinde, her bireyin kendi beyin kimyası, genetiği ve önceki yaşam deneyimlerinin, uyuşturucuyu nasıl deneyimlediklerini büyük ölçüde belirlediği anlamına gelir. | TED | هذا النشاط الواسع النطاق إلى جانب حقيقة أنّ نظام الكانابينويد يؤثّر وبشكلٍ غير مباشر على عدّة أجهزة أخرى هذا يعني أنّ كيمياء الدماغ والمورّثات الخاصّة بكلّ شخص، بالإضافة إلى خبرته الحياتيّة السابقة تحدّد وبشكلٍ كبير تجربتهم مع الدواء. |
Tüm bildiğim, Rus kartelinde çok güçlü bir adam olduğu elinde silah seviyesinde uranyum bulunduğu tam olarak, U-235 yakıt çubuğu. | Open Subtitles | -كلّا كل ما أعرفه أنه ثمة رجلٌ ذو سلطة شديدة من الجماعة الروسية... قد هرّب الـ"يورانيوم" المعد للتسليح وبشكلٍ محدد العنصر "يو 235"، الوقود النووي |
Boyd Crowder'ı yakaladın. Kitabına uygun olarak hem de. | Open Subtitles | قبضت على (بويد كراودر) وبشكلٍ قانونيّ |