"وبعبارة" - Translation from Arabic to Turkish

    • deyişle
        
    • başka bir ifadeyle
        
    • diğer bir ifadeyle
        
    Diğer bir deyişle, kederli bir anneyi politik araç olarak kullanacak. Open Subtitles وبعبارة أخرى إستغلال أم حزينة كضغط سياسي لن يصدق أحد مصداقيته
    Başka bir deyişle iki kutu kokaini alıp buraya oturttum sizi. Open Subtitles وبعبارة أخرى، تصفية اثنين من الطوب من الكوكايين وبارك عليه هنا.
    Diğer bir deyişle her ne halt planlıyorsan, dök bakalım. Open Subtitles وبعبارة أخرى ،يمكنك التوقف بشكل أفضل عن ما تخطط له
    Başka bir deyişle, öğrenciler bize sosyal adaletin onlar için önemli olduğunu, araştırmacılar da bunun öğrencilerin öğrenmesine yardımcı olduğunu söylüyor. TED وبعبارة أخرى، يخبرنا الطلاب أن العدالة مهمة لهم والباحثون أنه يساعد الطلاب على التعلم.
    Yani başka bir ifadeyle, siz daha mesaj yollamadan iletebileceğini iddia ediyordu. TED لذلك، وبعبارة أخرى، ادّعت أن بإمكانها توصيل رسالة قبل أن ترسلها.
    diğer bir ifadeyle, insani sermayeye gercekten yatirim yapmazsaniz, ayni demografik hisse demografik bir felaket olabilir. TED وبعبارة أخرى، إذا لم يكن استثمارك في رأس المال البشري نفس العائد الديموغرافي يمكن ان يكون كارثة ديموغرافية
    Bir diğer deyişle, tıpkı kurumsal markalar gibi davranıyoruz. TED وبعبارة أخرى، نحن نتصرف مثل شركات العلامات التجارية.
    Gayet mantıklı. Başka bir deyişle, aklın başka yerlere gitmesi ile, zihnimizde yaşadığımız keyif mutlu olmamızı sağlıyor. TED وبعبارة أخرى، ربما متع العقل تسمح لنا بزيادة السعادة مع تجول العقل.
    Başka bir deyişle, aklın başka bir yerde olması, mutsuzluğun salt bir sonucu değil; asıl nedeni. TED وبعبارة أخرى، شرود الذهن من المرجح أن يكون سبباً فعلياً ، وليس مجرد نتيجة لعدم السعادة.
    Başka bir deyişle korkularımız bizi gelecek ile ilgili düşünmeye yönlendirir. TED وبعبارة أخرى, مخاوفنا تجعلنا نفكر في مستقبلنا
    Başka bir deyişle, çocuklarımızda metanet duygusunu uyandırabilmek için metanetli olmamız gerek. TED وبعبارة أخرى،نحن بحاجة لأن نكون مُتَجَلِّدِين كي نجعل أطفالنا مُتَجَلِّدِين.
    Bir başka deyişle, benimle hayal kurması için alanı vardı. TED وبعبارة أخرى، كان هناك مساحة له للحلم معي.
    Başka bir deyişle, ortalama bir askerin isabetliliğini sağlayan gözlerinin keskinliği ya da elinin sabitliği değil, donanımı idi. TED وبعبارة أخرى، فقد كانت المعدات التي في أيدي الجندي العادي المسؤول عن ذلك وليس دقة البصر الزائدة أو ثبات اليد.
    Diğer bir deyişle, somut olan ayrıntılar ve yaklaşımlarda takılıp kalmışlardı. TED وبعبارة أخرى، لقد كانوا متمسكين بالأعراف الملموسة والمواقف التي ورثوها.
    Başka bir deyişle, örneğin tüberkülozda, tüberkülozu yayan, aktif hastayı bulmak gerekir. TED وبعبارة أخرى، لمرض السل، عليك بالعثور على شخص الذي أُصيب بمرض السل، الذي يعدي الاخرين.
    Başka bir deyişle, sizlere tıp fakültesinde öğrendiğim her şeyi anlatmalıyım. TED لذلك وبعبارة أخرى، أحتاج أن أخبركم كل شيء تعلمته في كلية الطب.
    Diğer bir deyişle, din ve bilim arasındaki bu büyük ayrım henüz gerçekleşmedi. TED هذا الفصل العظيم، وبعبارة أخرى، بين الدين والعلم لم يحدث.
    Bir başka deyişle, sade ve ucuz yeniliğin özü olan az olanla çok yapma sanatında uzmanlaşmışlar. TED وبعبارة أخرى، فإنها تتقن فن فعل المزيد مع الأقل، وهذا هو جوهر الابتكار المُقتَصِد.
    Diğer bir deyişle, dişiler yumurtalarının %68'ini ipekotuna yumurtluyorlar. TED وبعبارة أخرى، ما تقوم به هذه الإناث انهن يضعن 68 في المئة من بيضها في الصقلاب الطبية.
    Bir başka deyişle, eşkenar üçgen kendi merkezi etrafında 90 derece döndürülmesiyle simetrik hâle gelmez. TED وبعبارة أخرى، المثلث متساوي الساقين ليس متناظرًا فيما يتعلق بدورانه حول مركزه بمقدار 90 درجة.
    Aslında, kendimi, başka bir ifadeyle, geometrisi olmayan şeylerin geometrisini inşa ederken buldum. TED وهكذا وجدت نفسي ، وبعبارة أخرى ، بصدد إنشاء هندسة، هندسة لأشياء لم يشملها من قبل علم الهندسة.
    diğer bir ifadeyle, günlük besinin 20 katı. Open Subtitles وبعبارة أخرى، حوالي 20 ضعف هذا النظام الغذائي اليومي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more