Çocukken, ağaç evinin yarısını yapardı sonra gidip kokart inşa ederdi. | Open Subtitles | في السابق صنع نصف منزل شجرة سم هرب وبنى عربة جدي |
Babam ailesi için çok çalışarak başarılı olmuş ve bu evi inşa etmiş. | Open Subtitles | لقد شقى أبى من أجل عائلته ونجح وبنى لنا هذا البيت |
Ölmeden önce bu arsayı aldı ve kısa sürede burayı inşa etti. | Open Subtitles | لقد اشترى هذه الأرض وبنى هذا المكان قبل موته بوقت قصير |
Dükkânını Tijuana'da açtı ve dünyanın gördüğü en hareketli ve en kârlı uyuşturucu şebekesini kurdu. | Open Subtitles | بدأ بتأسيس عمل في تيجانا وبنى فى الأكثرّ زحامآ مخدرات . العقار الأكثر ربحا و العالم دائمآ يرأى |
Daha sonra numaramı geliştirerek kendisine bir kariyer kurdu. | Open Subtitles | بعد ذلك، وقال انه المعدلة بلدي خدعة وبنى حياته على ذلك. |
Mo 1998'de Afrika'ya aykırı davranıp riske girerek Celtel International'ı kurdu ve onu 2004'te, 14 farklı Afrika ülkesinde toplam 24 milyon aboneye sahip bir GSM operatörüne dönüştürdü. | TED | لقد راهن مو على أفريقيا عندما أسس شركة سلتل الدولية في '98 وبنى مزودًا للاتصال اللاسلكي مع 24 مليون مشترك في 14 بلدًا أفريقيًا بحلول عام 2004. |
Sonra evlenmiş, bir ev inşa etmiş ve çöküp onu öldürene dek o evde yaşamış. | Open Subtitles | لذا، إتخذ زوجة، وبنى بيتاً وعاش فيه حتى انهار عليه فسحقه، وقتله |
Sonra evlenmiş, bir ev inşa etmiş ve çöküp onu öldürene dek o evde yaşamış. | Open Subtitles | لذا، إتخذ زوجة، وبنى بيتاً وعاش فيه حتى انهار عليه فسحقه، وقتله |
Burada kendi zevkini tatmin edebileceği şaşalı ve refah düzeyi yüksek bir anıt inşa etmek istedi. | Open Subtitles | أتى وبنى هذا من أجل رخائه ولكي يتمكن من إرضاء شهواته |
Tam olarak 150 yıl önce Joseph Curwen isimli bir adam buraya taşındı ve bu sarayı inşa etti. | Open Subtitles | ... كما ترى , قبل 150 عاما رجُل يُدعى جوزيف كوروين ... إنتقل إلى هذه القرية . وبنى هذا القصر |
Büyükbabam da şu oteli 50'lerde inşa etti. | Open Subtitles | وبنى جدي هذا النزل في الخمسينات |
Kızımız için bir oyuncak ev inşa etti. | TED | وبنى بيت مصغر لابنتنا |
ve etrafına bu yüksek duvarı inşa etti. | TED | وبنى جدارًا عاليًا حولها. |
Ordumuzu kurdu, Casterly Kayası'nı bildiğimiz hâliyle inşa etti ama lağımlara dokunmadı. | Open Subtitles | (وبنى جيشنا، وبنى (كاستلى روك بينما كنا نتعرف عليها، ولكنّه لم يبنِ المجاري. |
Ben küçük bir kızken Guatemala'daki köyüme gelip hastane kurdu. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة جاء إلى قريتي في (جواتيمالا) وبنى المستشفى |
İnini burada kurdu. | Open Subtitles | وبنى عرينـه هنا. |
Yozlaşmış uluslara hizmet eden fazla övülmüş korumalara dönüştüler bu yüzden Xai Bau adındaki ulu bir adam Beyaz Lotus'tan ayrılarak kendi topluluğunu kurdu. | Open Subtitles | هم لا شئ لكن الحراس المبجلون الذين يخدمون الأمم الفاسدة لذلك رجل عظيم اسمه (جاي باو) نفصل عن جماعة اللوتس البيضاء وبنى مجتمعه الخاص |
Ordumuzu kurdu, Casterly Kayası'nı bildiğimiz hâliyle inşa etti ama lağımlara dokunmadı. | Open Subtitles | بنى جيشنا وبنى (كاسترلي روك) كما نعرفها لكنه لم يبن المجاري |