Bu minicik el... öylesine becerikli ve güçlü... ama yine de öyle yumuşak ve beyaz ki. | Open Subtitles | اصابع صغيرة جميلة قوية جدا ومع ذلك ناعمة وبيضاء |
Kırmızı, mavi ve beyaz çipler, fakat karar veriyoruz- | Open Subtitles | الرقائق , حمراء , زرقاء , وبيضاء لكن نحن من يقرر, |
"Benimki güzel ve beyaz". "Benimkisi daha gür". | Open Subtitles | لحيتي ناعمة وبيضاء اللون حسناً لحيتي أكثر كثافة |
Alt taraflarında karartılar var. Diğerlerinin tümü gri ve beyazlar. | Open Subtitles | يوجد فحم أسود على جانبها السفلي، بينما الآخرى بألوان رمادية وبيضاء موحّدة. |
Eğer söyledikleri gibi bir cennet varsa... ve eminim güzel ve beyazlar içindedir belki o da evindedir avlanıyor ve balık tutuyor ve her yerde delicesine yürüyordur. | Open Subtitles | "اذا كان هناك جنة كما يقولون" "وكلها جميلة وبيضاء" "عندها ربما سيكون في وطنه" |
Kesinlikle aynı değil, burada mavi, beyaz ve kırmızı balonlar var. 14 Temmuz, Bayram. | Open Subtitles | ليست تماماً فهذه تحتوي على بالونات زرقاء وحمراء وبيضاء مثل الـ 14 من يوليو |
Yılanın yumurtası bembeyaz ve saf olur. | Open Subtitles | كان ذات مرة يوجد أفعى لديها بيضة نقية وبيضاء |
Eskiden hayatı, siyah beyaz olarak görürdüm. | Open Subtitles | عندما كنت أرى الحياة حينها سوداء وبيضاء |
Sana söylemeye çalıştığım tek şey belki de bu durum senin hatırladığın kadar siyah ve beyaz değildir. | Open Subtitles | كل الذي أشير إليه أنّ الأحداث لربما لم تكن سوداء وبيضاء مثلما تذكرين |
Bir zamanlar güzel mi güzel olan gözleri artık ökse meyvesi kadar solgun ve beyaz. | Open Subtitles | عيناها التي كانت جميلة, شاحبة وبيضاء كالتوت الاهدال |
Köpeğim 40 kilo kadar. Kahverengi ve beyaz | Open Subtitles | ولكن كلبتي في حدود الـ100 باوند، بنية وبيضاء |
Bir düzine kadar falan, pembe ve beyaz güller. | Open Subtitles | حوالي دستة تقريباً زهور حمراء وبيضاء |
Mavi, pembe ve beyaz balonlar mevcut. | Open Subtitles | يوجد بالونات زرقاء ووردى وبيضاء |
Mavi, pembe ve beyaz balonlar mevcut. | Open Subtitles | يوجد بالونات زرقاء ووردى وبيضاء |
En son pembe ve beyaz bir ceket giyerken görüldü. | Open Subtitles | شوهدت آخر مرة ترتدي سترة وردية وبيضاء... |
Adam sanki... kırmızı ve beyaz çizgili tişört giyen salak bir çocuk. | Open Subtitles | انه مثل ... طفل أبله مع حمراء وبيضاء قميص مقلم. |
- O kadar hoş, düz ve beyazlar ki... | Open Subtitles | وبيضاء اللون |
Dışarıda kar yağdığını, tüm şehrin beyaz ve sessiz olduğunu bilmek hoşunuza gider diye düşündüm.. | Open Subtitles | ظننت أنك تريد أن تعلم بتساقط الثلوج بالخارج المدينة صامتة وبيضاء كلياً |
Bullet Pops yemekten dudaklarımız kırmızı, beyaz ve mavi. | Open Subtitles | ألسنتنا حمراء وبيضاء وزرقاء من أكل "الولت بوبس" |
Dişlerin bembeyaz ve çok güzel. Büyük de. | Open Subtitles | أسنانك جميلة وبيضاء و كبيرة |
Ekranda bu akıntıyı kırmızı beyaz olarak görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمثل هنا رقعة حمراء وبيضاء |