"وتبتعد" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • uzak
        
    Şimdi neden Orin'in zorba dostlarıyla birlikte onun arabasına binmiyor ve gitmiyorsun? Open Subtitles لذلك لم لاتعود الى سيارة أورين والى قسم أورين الصغير وتبتعد ؟
    Çinli ayakkabılarını al ve buradan defol! Open Subtitles فلتاخذ حذائك الصيني وتبتعد من هنا يا هذا
    O pis ayaklarını buradan çek ve defol, Çinli! Open Subtitles فلتاخذ حذائك الصيني وتبتعد من هنا يا هذا
    İyi ve kötü günde onu sevmeyi, huzur vermeyi, ve kendini başkalarına değil sadece ona adamayı kabul ediyor musun? Open Subtitles هل ستحبها تريحها تمجدها وتبقيها في الصحة والمرض وتبتعد عن كل الأخريات ؟ وتبقي نفسك من أجلها طالما ما زلتما حيان ؟
    Dinle birader, o karavanda ne olup bittiğini bilmiyorum ama, benim yaptığım gibi yapıp, o insanlardan uzak dur. Open Subtitles اسمع يا أخي، لا أعلم ماذا يحدث داخل تلك العربة ولكنّي أعتقد أنّ عليك أن تفعل مثلي وتبتعد عن هؤلاء الناس
    Ölen çocukta atopik alerji olduğu için plastik nesnelerden uzak duruyormuş. Open Subtitles الضحية كانت تعاني حساسيةً حادة وتبتعد عن البلاستيك
    ve yaşadığınız sürece sadece onunla olmayı ve birlikte yaşamayı kabul ediyor musun? Open Subtitles وتبتعد عن كل الأخريات ؟ وتبقي نفسك من أجلها طالما ما زلتما حيان ؟
    O pis ayaklarını buradan çek ve defol, Çinli! Open Subtitles فلتاخذ حذائك الصيني وتبتعد من هنا يا هذا
    Vericiyi çıkarıp Football'u almanı ve oradan gidebileceğin kadar uzağa gitmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تنتزع هذا الجهاز من الحقيبة وتبتعد عن هناك بأسرع ما يمكنك
    Bu adamın icabına bak ve karşıma çıkma, Hiç bir sorunumuz olmasın. Open Subtitles ستعتني بهذا الرجل وتبتعد عن طريقي، وبهذا نتصافى
    - Beni duyabilir mi? - Hayır. Norman Mega-Life'ın sana benzetebilesin diye bir akustik parça çalmış sen de onlara flüt solosu ve bas vermişsin. Open Subtitles حسناً انهم يريدون منك ان تضع انغام متحركة اكثر وتبتعد عن القاعدة الكلاسيكية
    Şimdi o metroseksüel kıçını al, pahalı arabana geri götür ve... Open Subtitles اذن يمكنك ان تاخذ مؤخرتك الغبية وتبتعد مهنا
    Kimseye gözükme ve bir şey duyarsan bana haber ver. Open Subtitles وتبتعد عن الطريق وأن تخبرني بأي شيء تلاحظه
    Yüzbaşım, Sierra 12 ve 13 şuan 2000 metredeler ve uzaklaşıyorlar. Open Subtitles سيدي سييرا 12 و13 الان علي بعد 2000 ياردة وتبتعد
    Ya onu sevecek ve bize bir daha sıkıntı vermeyecekti ya da... Open Subtitles اما انها سوف تحبه وتبتعد عنا للأبد .. او
    Ancak yine de, bütün ağırlığını kaldırmak ve kendini gelgitin sahilde ulaşamayacağı yerlere taşımak zorunda. Open Subtitles لكن عليها أن تسحب وزنها بالكامل نحو الشاطئ وتبتعد عن متناول المدّ والجَزر
    Görüş ayrılıklarımız olduğunu biliyorum ama bana güvenmen ve yoldan çekilmen gerek. Open Subtitles والآن أعرف أن بيننا إختلافات ولكني أريدك أن تثق بي وتبتعد عن الطريق
    Sentetik biyologlar bakteriyi, bu şartları algılaması amacıyla programlayabilirler, ve böyle yaparken, sağlıklı dokulardan kaçınarak tümörlere yanıt verirler. TED يمكن لعلماء الأحياء الاصطناعية أن يبرمجوا البكتيريا لاستشعار تلك الظروف، وبذلك، تستجيب للأورام وتبتعد عن الأنسجة السليمة.
    Toplantılara katılmaya devam et. İçkiden uzak dur. Open Subtitles من المهم أن تحضر المقابلات، وتبتعد عن الشُرب
    Hiçbir şey için kaygılanma. Sadece yumuşak şeyler ye ve Ryan'ın yolundan uzak dur. Open Subtitles لا يجب عليك ان تقلق عليها كن قلق على أن * تأكل جيدً وتشرب وتبتعد عن طريق * راين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more