Eğer ona zarar verdiysen, eğer sen yaptıysan belki de gözünü kapayıp polise gitmen en doğrusu. | Open Subtitles | إذا كنت تؤذي, إذا فعلت ذلك, ربما يجب عليك , الحصول على أكثر من ذلك مع , وتذهب إلى الشرطة, |
İş yaparken beklemediğin yerlere gitmen gerekebiliyor. | Open Subtitles | كما ترى، عندك عمل وتذهب إلى حيث لم تتوقع |
Bir söz vermişsin, dolayısıyla kendini toplayıp partiye gitmelisin. | Open Subtitles | ، لديك إلتزام لذا يجب أن تتحمل . وتذهب إلى الحفلة |
Giyinip işe gitmelisin. | Open Subtitles | يجبُ عليك أن ترتدي ملابسك وتذهب إلى عملك |
Eşin ülkeden ayrılmaya çalışmış Suudi Arabistan'a gitmek istemiş ama vize alamamış. | Open Subtitles | زوجتك حاولت مغادرة البلد وتذهب إلى السعودية لكن رفض منحها الفيزا |
Eşin ülkeden ayrılmaya çalışmış Suudi Arabistan'a gitmek istemiş ama vize alamamış. | Open Subtitles | زوجتك حاولت مغادرة البلد وتذهب إلى السعودية لكن رفض منحها الفيزا |
Sonra bir an önce hasta haneye gidip kendini tedavi ettireceksin. Bende işimi halletmiş olacağım. | Open Subtitles | وتذهب إلى المشفى وتعالج نفسك، وأنا سأعتني بأموري وهذا سيكون الأمر. |
Kendini toparlayıp işe gitmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تتمالك نفسك وتذهب إلى العمل |
Şimdilik, sadece belki de ön kapıdan gizlice girmeli. ve odana gitmelisin, şekerleme yapmalısın. | Open Subtitles | أما الآن فحسب ربما عليك أن تتسلل من الباب الأمامي وتذهب إلى غرفتك وتأخذ قيلولة فحسب |
Elini yüzünü yıkayıp evine gitmelisin. | Open Subtitles | لماذا لا تغتسل وتذهب إلى البيت؟ |
Byron gibi olmak, Yunanistan'a gitmek Afrika'da silah kaçakçılığı... | Open Subtitles | (تريد أن تكون مثل (باريون "و تريد أن تذهب إلى "اليونان "و تريد أن تبيع السلحة في "إفريقيا "كـ (باريون) وتذهب إلى "اليونان |